10. Hukuk Dairesi 2020/3712 E. , 2020/6176 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : .... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
A) Davacının İstemi :
Davacı vekili müvekkilinin ... Vakıf Işletme Müdürlüğünde 1981 yılı 1.döneminde hizmet aktine dayalı çalıştığını, çalışmasının bordroda 1 gün olarak görünmesine ve aslında bu çalışmanın 15-20 gün olmasına rağmen, davacı adına işe giriş bildirgesi verilmemesi, dönem bordrosunda ad ve soyad dışında herhangi bir bilgiye yer verilmemesi sebebiyle SGK Başkanlığı tarafından dönem bordrosunda belirtilen ..."in davacı ile ilişkilendirilmediğini ve davacının hizmetinden sayılmadığını beyanla, davacı ..."in ... Vakıf Zeytinlikleri İşletme Müdürlüğünde hizmet aktine dayalı olarak 01/02/1981 tarihinde çalıştığına ve bu tarihin sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalının ve Fer’i Müdahilin Cevapları :
Davalı işveren taraf davaya cevap vermemiştir.
Fer’i müdahil SGK Başkanlığı vekili, hak düşürücü süre itirazında bulunduğunu,sadece tanık beyanları ile sonuca gidilmesinin hatalı olduğunu, işe giriş bildirgesi olmadığı halde dönem bordrosundaki isme dayanılarak davacı lehine karar verildiğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
C) İlk Derece Mahkemesinin Gerekçesi ve Kararı :
İlk Derece Mahkemesinin kararında, Davanın Kısmen Kabulüne, 4501200833791 Sigorta sicil numaralı davacı ..."in, davalı ... İşletme Müdürlüğü"ne ait işyerinde 01/02/1981 tarihinden başlayarak en az 1 gün olmak üzere asgari ücretle çalıştığının ve sigorta başlangıç tarihinin 01/02/1981 olduğunun Tespitine; davacının bu tarihteki sigortalı gösterilmeyen çalışmalarının sigortalılığından sayılıp sigortalı hizmetleri ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
D) Bölge Adliye Mahkemesinin Kararı :
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, Davalı vekili ile Fer’i müdahil SGK Başkanlığı vekiline ait istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
E) Temyiz Talepleri :
Davalı İşletme Müdürlüğü vekili, müvekkili aleyhine dava açılmaması gerektiğini, davada hasım olarak gösterilmesinin usule ve yasaya aykırı olduğunu, 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, talep konusu dönemde davacının 18 yaşından küçük olduğunu, müvekkilinin dava açılmasına sebebiyet vermediğini, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden hatalı karar verildiğini beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
Fer’i müdahil SGK Başkanlığı vekili, davacının iddiasını ispatlayamadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini beyanla kararın bozulması gerektiğini savunmuştur.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Dava, davalı iş yerinde 01/02/1981 tarihinde başlayan ve 15-20 gün civarında hizmet akdine tabi çalışmanın tespitine ilişkindir.
Dosya kapsamına göre, davalı iş yerinin 1981 yılı 1. dönem bordrosunda davacının ad ve soyadına yer verildiği ve 1 günlük sigorta priminin yatırıldığı, ancak sigorta sicil numarası, davacıya ait kimlik numarası, anne ve baba adı gibi yazılara yer verilmediği; kamu ve davacı tanıkları adına da aynı şekilde primlerin yatırıldığı fakat ad ve soyad dışında herhangi bir bilginin mevcut olmadığı; 16/04/1971 doğum tarihli davacının talep edilen tarihte 10 yaşında olduğu, dinlenilen tanıkların da bezer yaşlarda olduğu; yapılan işin zeytin toplama faaliyetine dair olduğu; davalı işletme müdürlüğüne ait müzekkere cevabında, işletme müdürlüğüne bağlı Pelitköy Tarım İşyerinin 1981/1 kampanya dönemine ait 3 aylık sigorta prim bordrosunda ... adına rastlandığı ancak başkaca bir evrakın ve özlük dosyasının mevcut olmadığı bilgisine yer verildiği; Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 30/06/2016 tarihli yazısında ise ilgili işletme tarafından verilen 1981/1 dönem bordrosunda ... adına yer verildiği ancak işe giriş bildirgesinin bulunmadığı, özlük dosyası bulunmadığı için kimlik tespitinin yapılamadığı, aynı isimde çok sayıda sigortalının bulunduğu ve bu nedenle dönem bordrosundaki çalışmanın davacı adına mal edilemediği açıklamasının yapıldığı; dönem bordrosunda yer alan kaydın davacıya ait olup olmadığının tesbiti için aynı isimde bir başka şahıs bulunup bulunmadığı hususunun ilgili nüfus idarelerinden sorulmadığı, Mahkemece eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, aidiyet davası ile ilgili olarak, dava konusu üç aylık dönem bordrosunda yer alan kaydın davacıya ait olup olmadığının tesbiti için aynı isimde bir başka şahsın bulunup bulunmadığını ilgili nüfus idarelerinden sormak, uyuşmazlık konusu olan dönemde çalışan kişinin gerçekten davacı olup olmadığını saptamaya yönelik araştırma yapmak, aynı isimde başka biri var ise ve gerekirse bu şahıslar davaya dahil etmek, toplanan tüm delilleri birlikte değerlendirmek ve sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde Davalı ve Fer’i Müdahil vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına, ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
G) SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine
dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesi"ne, karardan bir örneğin de Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, 02/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi. Başkan V.