23. Hukuk Dairesi 2016/9080 E. , 2020/238 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin yaşadığı mali kriz sebebiyle hissesini 2010 yılında davalı kooperatife devrettiğini, hisselerini kooperatife devreden ortaklara hisseleri karşılığında cüzi rakamlar ödenerek ortaklıktan ayrılmalarının sağlandığını, müvekkiline de hisse değeri olarak 60.000 TL ödendiğini, hisse değerlerinin ortaklara ödenen paraların çok üzerinde olduğunu ve hisse başına düşen ücretlerin her sene bilirkişi raporlarına dayandırılmadan keyfen açıklandığını, yönetim kurulunun ayrılan üyelerin iyi niyetlerini suistimal ederek ortaklıkta kalanların hisselerini usulsüz olarak kıymetlendirdiklerini ve maddi menfaat sağladıklarını ileri sürerek davalı kooperatifin 2010 yılı sonu iştiraklerinin bilirkişi raporlarına dayalı bilançosunun, gerçek mal varlığının ve hisse değerlerinin tespiti ile müvekkiline ayrılırken ödenen ücret ile 2010 senesi hisse değeri farkının ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kendi isteğiyle ortaklıktan ayrılan davacının hak ve alacaklarına karşılık 60.000 TL tutarında iki adet çek keşide edildiğini davacınında imzaladığı ibraname ile kooperatifi, yönetim kurulu üyelerini ve diğer tüm ortakları umumi suretle ibra ettiğini, başkaca herhangi bir hak talebinde bulunamayacağını, Ana Sözleşmenin 15. maddesi gereğince ayrıldığı yılın bilançosuna göre hesaplanan 60.000 TL’nin davacıya ödendiğini, davacının taleplerinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; kooperatiften çıkan ortağın alacaklarının, kooperatif yönetimi ile çıkan ortağın mutabakatına bırakılmadığı ve çıkma payı hesaplamasının K.K"nın 17. maddesi ile yasal olarak düzenlendiği, ortaklıktan çıkan ortak ibraname imzalamış olsa dahi 17. madde hükmü dikkate alındığında ortağın ayrıldığı yıl bilançosuna göre yapılacak hesaplamada ödenmesi gereken miktar ödenen miktara göre daha yüksek olduğu takdirde farkın ortağa ödenmesi gerekeceği davacının ortaklıktan ayrıldığı tarihte 2010 yılı beyan edilmiş bilançoya göre 102.787,00 TL olan üyelik payı alacağından davacı tarafça tahsil edilen miktar mahsup edildiğinde davacının kooperatiften 42.787,00 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davacının talep miktarı dikkate alınarak 5.000,00 TL"nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davacı tarafın fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2)Kooperatifler Kanunu"nun 17. maddesindeki hesaplaşma kamu düzeni ile ilgili bir husus değildir. Taraflar serbest iradeleriyle çıkma payı konusunda sözleşme yapabilirler. Somut olayda da 20.04.2010 tarihli ibraname ile tarafların ödenen bedel karşılığında birbirlerini ibra ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda eldeki davanın bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, aşağıda yazılı harcın temyiz eden davacıdan alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 20.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.