Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/336
Karar No: 2017/9102
Karar Tarihi: 13.11.2017

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/336 Esas 2017/9102 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2017/336 E.  ,  2017/9102 K.

    "İçtihat Metni"




    Davacı, ... vs. Vek.Av. ... ve davalı ... .. ... aralarındaki tespit davası hakkında ...verilen 04/09/2015 gün ve 2015/134-2015/19 sayılı kararın Onanmasına ilişkin Dairemizin 22/12/2016 gün ve 2015/20457-2016/15464 sayılı ilamına karşı davalı vekili tarafından süresi içinde maddi hatanın düzeltilmesi yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R

    Davalı vekili 03/01/2017 tarihli dilekçe ile Dairemizin 22/12/2016 tarih, 2015/20457 Esas 2016/15464 Karar sayılı Onama ilamında maddi hata olduğunu, maddi hatanın giderilmesini istemiştir.
    İş Mahkemeleri Kanununun 8/3. maddesi gereğince İş Mahkemelerinden verilen kararlara ve buna bağlı Yargıtay ilamına karşı karar düzeltme yolu kapalıdır. Ancak; Yargıtay onama ya da bozma kararlarında açıkça maddi hatanın bulunduğu hallerde, dosyanın yeniden incelenmesi mümkündür. Zira maddi yanılgıya dayalı olarak verilmiş onama ya da bozma kararları ile hatalı biçimde hak sahibi olmak, evrensel hukukun temel ilkelerine ters düştüğünden karşı taraf yararına sonuç doğurmamalıdır. Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır.
    Maddi yanılgı kavramından amaç; Hukuksal değerlendirme ve denetim dışında, tamamen maddi olgulara yönelik, ilk bakışta yanılgı olduğu açık ve belirgin olup, her nasılsa, inceleme sırasında gözden kaçmış ve bu tür bir yanlışlığın sürdürülmesinin Kamu düzeni ve vicdanı yönünden savunulmasının mümkün bulunmadığı, yargılamanın sonucunu büyük ölçüde etkileyen ve çoğu kez tersine çeviren ve düzeltilmesinin zorunlu olduğu açık yanılgılardır.
    Uygulamada zaman zaman görüldüğü gibi, Yargıtay denetimi sırasında, uyuşmazlık konusuna ilişkin maddi olgularda, davanın taraflarında, uyuşmazlık sürecinde, uyuşmazlığa esas başlangıç ve bitim tarihlerinde, zarar hesaplarına ait rakam ve olgularda ve bunlara benzer durumlarda; yanlış algılanma sonucu, açık ve belirgin yanlışlıklar yapılması mümkündür. Bu tür açık hatalarda ısrar edilmesi ve maddi gerçeğin göz ardı yapılması, yargıya duyulan güven ve saygınlığı sarsacağı gibi, Adalete olan inancı ortadan kaldırır ve yok eder.
    Bu nedenledir ki; Yargıtay; bu güne değin maddi yanılgının belirlendiği durumlarda soruna müdahale etmiş baştan yapılmış açık maddi yanlışlığın düzeltmesini kabul etmiştir. Kaldı ki kimi açık maddi yanılgıya dayalı ve yanlışlığı son derece belirgin haksız ve adaletsiz sonuçların giderilmesi kamu düzeni açısından zorunludur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2002/10-895E ve 2002/838K, 2003/21-425E ve 2003/441K sayılı kararları da bu doğrultudadır.
    Somut olayda, Dairemiz kararında maddi hatanın bulunduğu anlaşılmakla Dairemizin 22/12/2016 tarih, 2015/20457 Esas 2016/15464 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına karar verilerek dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
    Dava, 18/10/2010 tarihli iş kazasında sigortalının vefatı nedeniyle davacı eş ve çocuklarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davacı eşin maddi ve manevi tazminat isteminin kabulüne, davacı çocukların manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    .../...




    Dosya kapsamındaki bilgilerden, kazalı ...’ın davalı şirket tarafından inşası devam eden inşaat içerisinde vefat etmiş vaziyette bulunduğu, olayın... tarafından iş kazası olarak kabul edildiği, otopsi raporunda kazalının boynunda ve vücudunun çeşitli yerlerinde kesici delici alet yaralanmasının mevcut olduğu, kişinin ölümünün kesici delici alet yaralanmalarına bağlı büyük damar ve iç organ kesilmelerinden gelişen iç ve dış kanama sonucu meydana gelmiş olduğu, sonucunda meydana geldiğinin tespit edildiği, mahkemece 1 hukukçu, 1 C sınıfı İş Güvenliği Uzmanı ile 1 A sınıfı İş Güvenliği Uzmanından teşkil edilen üçlü bilirkişi heyetinden alınan 20/10/2014 tarihli kusur raporunda davalı şirketin %55, kazalının ise %45 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, kasten öldürme ile ilgili yürütülen soruşturma neticesinde ...’nın 2010/1208 Soruşturma, 2011/7611 Karar sayılı kararıyla kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği; taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan ise davalı şirket yetkilisi İsmail Pamuk hakkında ... Mahkemesinin 2016/95 Esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve yargılamaya devam edildiği anlaşılmıştır.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 74. maddesine göre; hukuk hakimi zarar verenin kusuru olup olmadığına karar vermek için ceza hukukunun sorumluluğa dair hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, kusurun takdiri ve zarar miktarının belirlenmesi konusunda da ceza mahkemesi kararı ile bağlı değildir. Ancak Ceza Mahkemesinin mahkumiyet kararındaki, fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağını saptayan maddi olaya ilişkin kabul, hukuk hakimini de bağlar. Aynı şekilde 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu"nun 53. maddesi de bu düzenlemeyi içermektedir.
    Öte yandan; iş kazalarında olay, İş Hukuku ve sosyal güvenlik ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmeye tabi tutulmalıdır. İşverenin iş kazası sonucu meydana gelen zarar nedeniyle hukuki sorumluluğu yasa ve içtihatlarla belirlenmiş olan ayrık haller dışında ilke olarak iş aktinden doğan işçiyi gözetme ( koruma ) borcuna aykırılıktan kaynaklanan kusura dayalı sorumluluktur. İnsan yaşamının kutsallığı çerçevesinde işverenin işçilerin sağlığını ve güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanunu"nun 77. maddesinin açık buyruğudur.
    İş kazasından doğan tazminat davalarının özelliği gereği, İş Kanunu"nun 77. maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle işverenin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü"nün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelenmek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirlenmelidir. (Hukuk Genel Kurulunun 16/06/2004 gün ve 2004/21-365 E.-369 K.sayılı kararı da aynı yöndedir )
    Somut olayda, ölüm nedenine ilişkin maddi olgunun henüz kesinleşmemiş olduğu açıktır. O halde mahkemece yapılacak iş taksirle ölüme neden olma suçundan yapılan Ceza yargılamasına ilişkin ...sayılı dosyasından verilen kararın kesinleşmesini bekleyerek, ceza dosyasını dosya arasına getirtmek suretiyle, ceza yargılaması neticesindeki mahkumiyet kararındaki fiilin hukuka aykırılığının ve illiyet bağını saptayan maddi olaya ilişkin kabulün, hukuk hakimini bağlayacağı gözetilerek, davalı şirketin kusuru ile illiyet bağının mevcut olup olmadığını gözeterek, olay tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanununun 77. maddesi ile yönetmelik hükümleri göz önünde tutularak yöntemince A sınıfı iş güvenliği uzmanlarından oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyetinden oluşan bilirkişi kurulundan kusur raporu almak çıkacak sonuca göre bir karar verilmesinden ibarettir.
    O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, karar düzeltme ve temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 13/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
    ...

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi