Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2014/9863 Esas 2015/9514 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/9863
Karar No: 2015/9514
Karar Tarihi: 28.04.2015

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2014/9863 Esas 2015/9514 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2014/9863 E.  ,  2015/9514 K.

    "İçtihat Metni"

    İcra Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Şikayet

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:


    K A R A R

    HUMK"nun 443/4. (HMK"nun 367/2.) maddesi gereğince aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemez. Ayrıca, boşanma kararının "eklentisi" olan (yoksulluk) ve (iştirak) nafakası da aynı kurala tabi olup, icra takibine konu edilebilmesi için boşanma hükmünün kesinleşmesi gerekir. Bir başka anlatımla boşanma hükmü kesinleşmiş ise eklentilerin (Yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat vs.) infaz edilmesi için eklentiler yönünden kararın kesinleşmesi gerekmez.
    Somut olayda; 08.07.2013 tarihinde başlatılan takipte; takibe konu Asliye Hukuk Mahkemesi"nin (Aile Mahkemesi sıfatıyla) 20.03.2013 tarih ve 2011/577 Esas, 2013/100 Karar sayılı tarafların boşanmalarına ilişkin hüküm, kesinleşme şerhi ve Yargıtay 2. Hukuk Dairesi"nin 27.02.2014 tarihli onama ilamında ""hükmün davacı-karşı davalı (kadın) tarafından tazminat ve iştirak nafakalarının miktarı ile kişisel ilişki ve yoksulluk nafakası talebinin reddi yönünden, davalı-karşı davacı (koca) tarafından ise yetki itirazı kusur belirlemesi, velayet, tazminatlar ve nafaka yönünden temyiz edildiği yönündeki açıklamaları birlikte değerlendirildiğinde, hükmün boşanma yönünden temyiz edilmeyerek 17.06.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    Bu durumda boşanma hükmü kesinleşmiş olduğundan buna bağlı (fer"i nitelikteki) iştirak nafakası temyize konu edilmiş ve kesinleşmemiş olsa da boşanma hükmünün kesinleşmesi ile takibe konulabilir hale gelmiştir. Bu nedenle şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.
    SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 28.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.