2911 sayılı Kanuna aykırılık - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2013/16592 Esas 2014/8259 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/16592
Karar No: 2014/8259
Karar Tarihi: 04.07.2014

2911 sayılı Kanuna aykırılık - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2013/16592 Esas 2014/8259 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Bu mahkeme kararı, 2911 sayılı Kanuna aykırılık suçuyla yargılanan bir sanığın davasında verilmiştir. Kararda, 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin uygulama kapsamı açıklanmıştır. Kanun koyucunun amacının, düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri bağlamında işlenebilecek suçların işlenme biçimleri itibariyle bir düzenleme yapmak olduğu belirtilmiştir. “Düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri” ifadesinin, meşru olan ve düşünce ve kanaat açıklaması bağlamında mutad olan bir yöntemle işlenmiş eylemleri korumak amacıyla tercih edildiği ifade edilmiştir. Kararda, örgütlenme özgürlüğü bağlamında ele alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma özgürlüğü ile ifade özgürlüğünün yakın ilişkisinin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince değerlendiriliş biçimlerinin de dikkate alındığı belirtilmiştir. Sanığın eylemlerinin mutad ve meşru bir “düşünce ve kanaat açıklama yöntemi” olduğu kabul edilerek, sanık hakkında açılan davaların kovuşturmasının ertelenmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Kararda geçen kanun maddeleri:
- 2911 sayılı Kanunun 32/1 ve 33/1. maddeleri
- 6352 sayılı Kanunun geçici 1. madd
9. Ceza Dairesi         2013/16592 E.  ,  2014/8259 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 9 - 2013/23502
    Mahkemesi : Viranşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesi
    Tarihi : 13.09.2012
    Numarası : 2011/96 - 2012/449
    Suç : 2911 sayılı Kanuna aykırılık

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Kanun koyucunun “sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri” ifadesiyle, 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin uygulanma kapsamı bakımından; düşünce ve kanaatin içeriğinden çok açıklama yöntemini dikkate aldığı, cezanın tür ve miktarı itibariyle bir sınırlama yanında suçların tek tek sayılması yerine, düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri bağlamında işlenebilecek suçların işlenme biçimleri itibariyle bir düzenleme yapmayı amaçladığı anlaşılmaktadır.
    Kanun koyucunun yukarıdaki amacı gerçekleştirmeye çalışırken daha genel ve imkanlara işaret eden ifade biçimleri yerine “yöntem” ifadesini tercih etmesi üzerinde durulmalıdır.
    Bir amaca ulaşmak için izlenen yol, usul ve metot gibi anlamlara gelen “yöntem” ifadesi, Kanunun geçici 1. maddesi çerçevesinde ele alındığında, korunmak istenenin; her türlü düşünce ve kanaat açıklama biçimi olmadığı, aksine; bir eylemin bu kapsamda kalabilmesi için meşru olan ve düşünce ve kanaat açıklaması bağlamında mutad olan bir yöntemle işlenmiş olması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Buradan hareketle, eylemin işleniş yönteminin bizzat ayrı bir suç oluşturduğu veya düşünce ve kanaati açıklamak bakımından mutad kabul edilemeyecek olması halinde geçici 1. madde hükmü uygulanamayacaktır.
    6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinde ifadesini bulan ve başkaca yazım biçimleri arasından tercih edilen “düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri” ibaresi bu ilkeler ve Kanunun genel gerekçesi çerçevesinde değerlendirilmiş, örgütlenme özgürlüğü bağlamında ele alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma özgürlüğünün kollektif niteliği, ifade özgürlüğü ile yakın ilişkisi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince değerlendiriliş biçimi (29.06.2006 tarihli Öllinger - Avusturya, 26.07.2007 tarihli Barankevich - Rusya kararları gibi) nazara alınmıştır. Buna göre, sanığın 2911 sayılı Kanunun 32/1 ve 33/1. maddelerine uygun olduğu kabul edilen eylemlerinin mutad ve meşru bir “düşünce ve kanaat açıklama yöntemi” olduğu değerlendirildiğinden, sanığa yüklenen suçların tarihi ve işlenme yöntemi ile temel şekli itibariyle gerektirdiği cezanın süresine göre, hükümden önce 05.07.2012 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında düşünce ve kanaat açıklama yöntemiyle işlendiği ve bu nedenle sanık hakkında açılan davalara ilişkin olarak kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 04.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.