MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, davalı şirketin yüklenicisi olduğu inşaa edilecek "... isimli projeden daire satın almak amacıyla daire satış sözleşmesi imzalandığını, şirketin işlerinini yarım bırakan güvenilmez olduğunu öğrenince cayma hakkını kullandığını ve sözleşme kapsamında imzalanan senedin iaadesini talep ettiğini, sözlü taleplerine cevap alamayınca ihtar çektiğini, ihtara rağmen cevap verilmediğinden ve vade günü yaklaştığından olumsuz bir durumla karşılaşmamak için dava açtığını ileri sürerek 13/01/2015 tarihli daire satış sözleşmelerinin feshine, 02/01/2015 düzenleme, 02/02/2015 ödeme tarihli 495.000,00-TL bedelli senet yönünden borçlu olmadığının kabulü ile senedin iptaline ve tarafına iadesine, 5.000,00-TL kaporanın yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, eldeki davanın açıldığından haberi olmaksızın senedi iade ettiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, 26.5.2015 tarihli sulh protokolü ve taraf vekillerinin davanın konusuz kaldığını bildiren beyanda bulunmaları gerekçesiyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Eldeki dava, satış sözleşmesinden cayma nedeniyle sözleşme kapsamında verilenlerin iadesine ilişkindir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan HMK"nın 331 . maddesinde esastan sonuçlanmayan davalarda yargılama giderlerinin nasıl belirleneceğine yönelik düzenleme yapmıştır.Bu düzenlemeye göre, davanın konusuz kalması halinde davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hakim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.Her ne kadar mahkemece davanın konusuz aldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; davanın başlangıcındaki haklılık durumu tartışılmamış ve gerekçe belirtilmeksizin her iki taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığı karar altına alınmıştır. Somut olayda uyuşmazlık, dava açıldıktan sonra konusuz kalan dava sebebiyle hükmedilecek yargılama giderlerinden sorumluluğun kimde olduğu hususundadır. Hal böyle olunca, mahkemece, tarafların itirazlarını karşılar mahiyette açıklayıcı ve gerekçeli olarak yargılama giderinden kimin sorumlu olduğu belirlenerek hasıl olacak sonuca göre vekalet ücreti konusunda bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte yazılı nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.