16. Hukuk Dairesi 2015/12595 E. , 2018/1321 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "sair temyiz itirazları yerinde değilse de; dava konusu taşınmazın tespitine esas alınan 20.03.2005 tarih 4 sayılı tapu kaydının Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.11.2003 tarih 2002/163 Esas, 2003/519 Karar sayılı ilamı ile hükmen oluştuğu, bu ilamın muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasına ilişkin olduğu; ... payına isabet eden 1/4 hissenin iptali ile bu payın ... adına tesciline karar verildiği; temyiz edilmeksizin 23.02.2002 tarihinde kesinleşen bu karar, davada taraf olmadığından müdahil Hatice açısından kesin hüküm teşkil etmese bile, muris Mehmet"in bir kısım mirasçıları arasında görülen bu davada verilen kararın mirasçılardan birisi olan müdahil yönünden güçlü delil niteliğinde olduğu belirtilerek; mahkemece bu güçlü delile değer verilme ya da verilmeme gerekçelerinin hüküm yerinde açıkça gösterilmemesinin isabetsizliğine" değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda müdahil ..."nın davasının reddine, çekişmeli 132 ada 46 parselin beyanlar hanesine ... mirasçıları ... ve ..."nin müşterek kullanımında olduğu şerh düşülerek ve tamamı 4 pay kabul edilerek; 3 payının ... mirasçıları adına, 1 payının ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, müdahil vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, muris ... mirasçısı müdahil ... yönünden bozma ilamında değinildiği üzere, ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2002/163 sayılı dosyasının güçlü delil olarak nitelendirildiği; ancak 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 13/B-b maddesi gereğince mirasbırakan ... mirasçısı davalı ... lehine taşınmaz edinim koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek müdahilin davasının reddine karar verilmiş ise de, mahkemece varılan sonuç dosya kapsamına uygun olmadığı gibi yasal düzenlemelere dahi aykırı bulunmaktadır. Önceki bozma ilamında da değinildiği üzere; davacı ... miras bırakanı ..."den miras yoluyla gelen hakka dayanarak davaya katılmış olup davanın tarafları miras bırakan ..."nin mirasçılarıdır. Ayrıca dava konusu taşınmazın tespitine 20.03.2005 tarih 4 sayılı tapu kaydı esas alınmış olup bu tapu kaydı ise Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 20.11.2003 tarih 2002/163 Esas, 2003/519 Karar sayılı ilamı ile hükmen oluşmuştur. Mahkemece getirtilen Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/163 Esas, 2003/519 Karar sayılı dava dosyasına göre davanın ... tarafından ... aleyhine açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davası olduğu, mahkemece tespite esas tapu kaydının geldisi olan 09.02.1989 tarih 2 sayılı tapu kaydının muris ... tarafından ..."ye satış nedeniyle oluşturulduğu, ancak ..."nin taşınmazı muristen almadığı, buna karşılık murisin taşınmazı bağışladığı anlaşılmakla satış işlemi muvazaalı olduğundan bağış işlemi ise şekil koşuluna uymadığından geçersiz olmakla davanın kabulüne ve 09.02.1989 tarih 2 sayılı tapu kaydının Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasında davacı olan ... payına isabet eden 1/4 hissenin iptali ile bu payın ... adına tesciline karar verilmiş ve kararın temyiz edilmeksizin 23.02.2002 tarihinde kesinleştiği bildirilmiştir.
Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi imiş gibi açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun 706., Türk Borçlar Kanunu"nun 237. (Borçlar Kanunu"nun 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Somut olayda, Mahkemece muris ..."nin davalı ... ile yaptığı işlemin, mahkeme kararı ile de kabul edildiği üzere muvazaa nedeniyle geçersiz olduğu izahtan varestedir. Davaya konu taşınmazın tespitine dayanak yapılan tapu kaydının yukarıda anlatıldığı üzere oluşum aşaması dikkate alındığında miras yoluyla gelen hakka dayanan müdahil Hatice"nin davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gerekçeyle hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 27.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.