Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Mahkemece hükmüne uyulan Dairemiz bozma ilamında; "takip dayanağı İstanbul 6.İş Hakimliğinin 18.02.2005 tarihli kararında alacaklının işe iadesine, işe başlatılmaması halinde dört aylık tazminat tutarı ile dört aya kadar ücret ve hakların iadesine karar verildiğinin, takip dayanağı ilamın yargı gideri ve avukatlık ücreti dışındaki kısımlarının eda hükmünü içermediği anlaşıldığından, ilamın bu hali ile tespit niteliğinde olduğundan ilamlı icra takibine konamayacağını, icra mahkemesince ilamın infaz edilecek kısmı yorum yolu ile belirlenemeyeceği, Takip borçlusunun, takip öncesi 29.06.2005 tarihinde takibe konu ilama göre bir hesap yaparak 21.070,74.YTL. ödemiş, alacaklı ise ilam nedeniyle 39.125,20.YTL. alacaklı olduğu iddiası ile takip öncesi bu ödemeyi mahsup ederek 18.052,46.YTL. üzerinden ilamlı takip yapmıştır. Borçlu şikayetinde, kabul edip takip öncesi ödediği borç dışında ilam nedeniyle borçlu olmadığı iddiası ile icra emrinin iptalini talep etmiştir. Belirtilen bu ilkeler uyarınca şikayetin kabulü yerine şikayet sonrası cebri icra tehditi altında 13.12.2005 tarihli haciz sırasında borçlu tarafından yapılan 18.100,00.YTL. ödemeyi esas alarak ve takibin kesinleşme sonrası İİK.nun 71/1.maddesi kapsamında ödeme iddiasına dayalı bir şikayet varmışcasına İİK.nun 71/1.maddesi gereğince  takibin iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu" belirtilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmakla ilgililer yönünde usuli kazanılmış hak ve bozma doğrultusunda hüküm verme yükümlülüğü doğar. Mahkeme bozma sonrası kararında bozma ile kesinleşen konuyu yeniden ele alarak (13.12.2005 tarihinde cebri icra baskısı altında yapılan ödemeyi) bu kezde ödeme nedeniyle açılan davanın konusuz kalması nedeniyle esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, hükmederek usuli kazanılmış hakka aykırı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.  
SONUÇ :Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 19.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.