3. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/1968 Karar No: 2018/3737 Karar Tarihi: 09.04.2018
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/1968 Esas 2018/3737 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2018/1968 E. , 2018/3737 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava konusu kiralananı 14.05.2015 tarihinde satın alarak taşınmaza malik olduğunu, 18.05.2015 tarihli ihtarname ile davalı ile önceki malik arasında 01.07.2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin süre bitiminde yenilenmeyeceğini, taşınmazı kendi işyeri ihtiyacı için kullanacağını davalıya bildirdiği halde davalının kiralananı tahliye etmediğini belirterek davalının tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arzetmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir. Somut olayda; İncelenen tapu kayıt örneğinden davacının dava konusu taşınmazı 28.07.2017 tarihinde dava dışı 3. kişiye sattığı tespit edilmiştir. İhtiyaç nedeniyle tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyaç iddiasının hükmün kesinleşmesine kadar devam etmesi gerektiğinden kiralananın dava dışı 3. kişiye satılmış olması nedeniyle davacının ihtiyaç iddiasının samimi olmadığı hususu nazara alınıp davacının dava açmaktaki haklılık durumu değerlendirilerek sonucuna göre yargılama masrafı ve vekalet ücreti hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davalı aleyhine vekalet ücreti takdiri doğru değildir. Kabule göre de; hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 9. maddesinde " Tahliye davalarında bir yıllık kira bedeli tutarı, kira tespiti ve nafaka davalarında tespit olunan kira bedeli farkının veya hükmolunan nafakanın bir yıllık tutarı üzerinden Tarifenin üçüncü kısmı gereğince hesaplanacak miktarın tamamı, avukatlık ücreti olarak hükmolunur. Bu miktarlar, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde davanın görüldüğü mahkemeye göre belirlenmiş bulunan ücretten az olamaz." düzenlemesi nazara alınmadan fazla miktarda vekalet ücreti takdir edilmesi de doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentlerde açıklanan nedenlerle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.