Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2013/1023
Karar No: 2014/444
Karar Tarihi: 02.04.2014

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/1023 Esas 2014/444 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2013/1023 E.  ,  2014/444 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Mersin 1.İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 21/02/2013
    NUMARASI : 2012/47 E-2013/85 K.

    Taraflar arasındaki "İcra Takibine İtiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Mersin 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 08.07.2010 gün ve 2010/212 E. – 539 K sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesi’nin 18.10.2011 gün ve 2011/22849 E.-2011/19238 K sayılı bozma ilamı ile;
    (...TTK"nun 690.maddesinin göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun"un 598.maddesi hükmüne göre, "bir poliçeyi elinde bulunduran kimse son ciro beyaz ciro olsa dahi kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı taktirde salahiyetli hamil sayılır. Çizilmiş cirolar bu hususta yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro takip ederse son ciroyu imzalayan kimse poliçeyi beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır." TTK"nun 602.maddesinde, "Ödeme protestosundan yahut bu protestonun tanzimi için muayyen olan müddetin geçmesinden sonra yapılan ciro alacağı temliki hükümlerini meydana getirir." hükmü öngörülmüştür. TTK"nun 690.maddesinin göndermesiyle bonolarda da uygulanması gereken TTK"nun 602.maddesi gereğince, protestodan sonra yapılan cironun geçerli olduğu, ancak Borçlar Kanununa göre alacağın temlikine ilişkin bir temliknameye ihtiyaç duyulmaksızın alacaklının yetkili hamil bulunduğunun kabulü gerekir.
    Somut olayda, alacaklı M.. K.."in borçlular .... İş.Ltd., H. Ö. ve .... Gayrimenkul A.Ş. aleyhinde kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlattığı, takibe dayanak 5 adet bonoda keşidecinin.. İnş. Ltd., lehtarın H. Ö., cirantanın . Gayrimenkul A.Ş. olup, bu şirketin beyaz cirosu ile son cirantanın M.. K.. olduğu anlaşılmıştır.
    Borçlu ... İnş. Mad. Denizcilik Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti. takibe konu senetlerin H. Ö. ve eşi M. Ö."e yapılan 11.07.2007 tarihli "Lemontri Satış Sözleşmesi" gereğince, daire bedeli satış karşılığında verildiğini, senetlerin tahsil cirosu ile İş Bankası Pozcu Şubesine verildiğini, senetlerin vadesinde ödenmemesi üzerine keşideci aleyhinde ödememe protestosu düzenlendiğini, alıcıların daire alımından vazgeçmesi üzerine bedelsiz kalan senetlerin 27.02.2010 tarihli varlığı çekişmesiz teslim tutanağı ile M.. K.."e teslim ve iade edildiğini, alacaklı lehine yapılan bir ciro olmadığından alacaklının yetkili hamil olmadığını, ancak alacaklının teslim aldığı 27.02.2010 tarihinden sonra senetlerin arkasını imzalayarak takibe koyuduğunu ileri sürerek icra mahkemesinden takibin iptali ile lehine %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
    Takibe konu senetleri ciranta Timur Gayrimenkul A.Ş."nin beyaz ciro ile alacaklıya geçtiği, senet arkasında İş Bankasına yapılmış bir tahsil cirosunun olmadığı görülmekte ise de, dosya arasında bulunan ödeme protestoları ile İş Bankası"nın senet tevdii bordrosundan anlaşılacağı ve alacaklının da kabulünde olduğu gibi ... Gayrimenkul A.Ş."nin senetleri protesto ettirdiği, takip alacaklısına yapılan ciro ödeme protestosundan sonra yapıldığı ve bu şekli ile cironun alacağın temliki hükümlerini meydana getirdiği görülmektedir. Alacaklı 04.05.2010 tarihli cevabında takibe konu senetlerin Lemontri Satış Sözleşmesine dayalı olarak verildiğini, anılan sözleşmede senetlere açıkça bir atıfın bulunmadığını, senetlerin ... Gayrimenkul A.Ş."nin kendilerine olan borcu sebebiyle protestodan sonra ciro ile verildiğini, borçlunun borçlu olmadığını İİK"nun 68 anlamında belgelerle ispatlayamadığını ileri sürerek davanın reddi ile lehine %40"tan az olmamak üzere icra inkar tazminatı verilmesini talep etmiştir.
    Şu halde, TTK"nun 602.maddesi uyarınca alacaklıya yapılan ciro alacağının temliki hükümlerini doğuracağından yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde borçlunun ileri sürdüğü def"ilerin TTK"nun 690.maddesinin göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken TTK"nun 602 ve 589/son maddeleri ve alacağın temliki hükümlerine göre değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde usule uygun bir temlik ve cironun alacaklıya yapılmadığından, senetlerin karşılıksız kaldığından ve alacaklının kambiyo hukukuna göre takip yapma hakkı bulunmadığından bahisle takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.
    Mahkeme kararının yukarıda yazılı gerekçe ile bozulması yerine "TTK"nun 690. maddesi yollaması ile bonolar hakkında da uygulanan aynı Yasa"nın 602. maddesi hükmüne göre protestodan sonra yapılan cironun alacağın temliki hükümlerini doğuracağını, bu durumda ileri sürülen def"ilerin incelenmesinin yargılamayı gerektirmesine" şeklindeki açıklama ile onandığı anlaşılmakla, alacaklının karar düzeltme itirazlarının kabulü gerekmiştir...)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, dava kambiyo senedine özgü yolla yapılan icra takibine itiraz istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davacının takip dayanağı senetlerden dolayı borcunun bulunmadığı, senetlerin karşılıksız kaldığı ve alacaklının kambiyo hukukuna göre takip yapma hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; davalı vekillerinin temyizi üzerine, Özel Daire’ce yukarıda başlıkta yer alan gerekçeler ile karar bozulmuştur.
    Yerel mahkeme, direnme olarak adlandırdığı kararında ise, direnme yönünde karar verilmeden önce, İş Bankası Mersin Pozcu şubesine müzekkereler yazılarak, davaya konu senetlerin ciro edilip edilmediği; edilmiş ise, buna ilişkin senet fotokopileri istenilmiş, Mahkemenin aynı nitelikte bulunan 2011/1064 esas sayılı dosya kararı incelenmiş, anılan dosyasının kesinleşmesinin beklenmesine ilişkin ara karardan dönülerek ve önceki gerekçeler genişletilmek suretiyle direnme kararı verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu"ndaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, direnme kararının gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu, ön sorun olarak tartışılıp, değerlendirilmiştir.
    Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (1086 sayılı HUMK. m.429). Eş söyleyişle; mahkemenin ilk kararının gerekçesinde dayandığı maddi olgunun dışında yeni bir delile, yeni bir maddi olguya dayanması ve gerekçesini de bu yeni maddi olgu yönünde değiştirerek karar vermiş olması halinde, usulünce verilmiş bir direnme kararının varlığından söz edilemez.
    Yerel mahkemece, ilk kararda direnildiği belirtilmiş ise de; bozmaya konu önceki kararın gerekçeleri yanında, Özel Daire bozma ilamından sonra toplanan deliller de hükme gerekçe yapılarak direnme kararı verilmiştir.
    Bu durumda, temyize konu karar, gerçekte 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429/3.maddesi anlamında direnme kararı niteliğinde olmayıp, Özel Daire bozmasına konu önceki karardan farklı gerekçeye dayalı yeni bir hüküm niteliğindedir.
    Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daireye aittir.
    Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
    S O N U Ç : Yukarıda gösterilen nedenlerle davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 12.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’na 5311 sayılı Kanun’un 29. maddesi ile eklenen Geçici 7. madde atfıyla, 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” gereğince uygulanmakta olan 1086 sayılı HUMK"un 366/III. maddesi uyarınca tebliğden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 02.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi