13. Hukuk Dairesi 2015/21706 E. , 2017/12984 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün taraflar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı .... Şti. vekili avukat ... ile davalı ... Başkanlığı vekili avukat ..."nın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı ile aralarında sağlık hizmeti satın alma sözleşmesi bulunduğunu, anılan sözleşme kapsamında ...’lı hastalara fizik tedavi hizmeti verildiğini, bu hizmetlerin örnekleme yöntemine göre denetlendiğini, yapılan denetimde elektrik çarpmasına bağlı olarak yürüme güçlüğü çeken ... isimli hastanın merkezde yapılan tedavi sonucu kuruma fatura edilen 2.754,00 TL tedavi masraflarına ilişkin faturanın kabul edilebilir olmadığının bildirildiğini, davalı kurumun faturayı hatalı bulma gerekçesinin meydana gelen hastalığa ilişkin ilk tanı konulan tarihten itibaren 3 yıl içerisinde meydana gelen hastalığa ilişkin geç komplikasyonlarda faturalandırma için 3. basamak sağlık kurumundan rapor alınarak, bu kuruluşlarda tedavi görülmesi gerekirken bu nitelikte olmayan davacı kurumda tedavi görülmesi olduğunun belirtildiğini, yapılan tedavinin geç komplikasyon olmayıp ilk komplikasyonun tedavisi niteliğinde olduğunu, geç komplikasyon sayılsa bile hastalığın ne zaman meydana geldiğini belirtir sistemde bir veri bulunmadığını ileri sürerek, haksız uygulanan para kesintisinin iptali ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulune kısmen reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dava, sağlık hizmeti satın alma sözleşmesinden dolayı uygulanan cezanın iptali ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı, cezaya konu tedavinin geç komplikasyon kapsamında değerlendirilemeyeceğini, hastalığın ilk tedavisi niteliğinde bir tedavi olduğunu, hastanın en baştan beri yürüme zorluğu çektiğini, kendilerinden önce de başka bir sağlık kuruluşu tarafından aynı tedavinin uygulandığını, aynı hastalık yeniden nüksedince hastanın kendi kurumlarına başvurduğunu, kaldı ki sistemde kazanın ne zaman olduğunu gösteren uyarı bulunmadığını, bu nedenle hastanın beyanına itibar ederek tedaviyi başlattıklarını, hasta tarafından verilen onamda rahatsızlığın meydana geldiği tarihten bu yana 3 yıl geçmediğinin taahüt edildiğini, sistemde de kazanın ne zaman meydana geldiğinin tespit edilemediğini, bu durumda kurumlarına izafe edilecek atfı kabil kusur bulunmadığını ileri sürerek, cezanın iptali ve borçlu olmadığının tespitini istemiş, davalı ise kesilen cezanın ... hükümlerine uygun olduğunu savunmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda faturada bulunması gereken bir takım unsurların eksik olması nedeniyle kesilen cezanın yerinde olduğu ancak örnekleme yönteminin uygulanmasında uygulanan formülün hatalı olduğu belirtilerek, kesilmesi gereken cezanın 55.079,92 TL olduğu gösterilmiştir. ... müfettişlerince kesilen ceza 2011 sağlık hizmet satın alma sözleşmesinin 4.5.4 maddesinde belirtilen geç komplikasyona bağlanmıştır. Davacı taraf, ... müfettişlerince belirtilmeyen bir hususta bilirkişinin değerlendirme yapamayacağını, tedavinin geç komplikasyon kapsamında olup olmadığının değerlendirilmediğini ve geç komplikasyon sayılsa bile hastanın ilk tanı konulmasından buyana 3 yıl geçmediğine yönelik taahhütü bulunduğunu belirterek, rapora itiraz etmiş, davalı ise örnekleme yönteminde uygulanan formülün ... hükümlerine uygun olduğu itirazında bulunmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi kurul raporunda olayın geç komplikasyon kapsamında kalıp kalmadığı hususu yeterince değerlendirilmediği gibi, taraf itirazları da karşılanmamıştır. O halde, mahkemece, taraf itirazlarını karşılar mahiyette aydınlatıcı, taraf, hâkim ve Yargıtay denetimine elverişli ek rapor alınmak suretiyle oluşacak sonuca göre hüküm tesis edilmesi gerekirken, yazılı şekilde yetersiz rapora itibar edilerek eksik inceleme ve değerlendirme sonucu karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın taraflar yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, 1480,00 TL duruşma avukatlık parasının taraflardan karşılıklı alınarak birbirlerine ödenmesine, peşin alınan 27,70 TL harcın istek halinde davacıya iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.