11. Hukuk Dairesi 2016/14863 E. , 2018/5834 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... . Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 03/12/2015 tarih ve 2015/240-2015/455 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin tasarruflarını davalı bankada değerlendirdiğini, birikimini çekmek istediğinde başlatılan soruşturma nedeniyle ödeme yapılmadığını, müvekkiline elindeki Devlet Tahviline ilişkin Menkul Kıymet Satış Formunun sahte olduğunun söylendiğini, kendisine ne zaman ödeme yapılabileceği sorulduğunda müfettiş yardımcılarının "sizlerin de bu işin içinde olmadığını nereden bilelim" şeklinde itham edici ve onur kırıcı hitabına maruz kaldığını, bankadaki parasını alamayan müvekkilinin o paraya güvenerek yaptığı harcamaları karşılayabilmek için akrabalarından borç istediğini, başvurulardan sonuç alamayan müvekkilinin davalı aleyhine takip başlattığını, davalının kısmen ödeme yapıp kısmen takibe itiraz ettiğini, tüm bu yaşananların müvekkilini derinden etkilediğini ileri sürerek 10.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili personelinin usulsüz işlemleri nedeniyle inceleme başlatıldığını, olayın kapsamlı olması sebebiyle idari soruşturma çalışmasının halen devam ettiğini, davacı yanca başlatılan takipte hatalı hesaplanan fazla kısımlara itiraz edilip ana para, fer"ileri ve mahrum kalınan faiz getirilerinin icra dosyasına yatırıldığını, mağduriyetin makul sürede giderildiğini, müfettişlerin dava dilekçesinde ileri sürülen ithamlarda bulunmadığını, kaldı ki, sözlerin içeriğinin hakaret niteliği taşımadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak tüm dosya kapsamına göre; davacının bankaya yatırdığı mevduatının geri ödenmeyeceği korkusu yaşadığı gibi davacı tanık beyanlarına göre suçu birlikte işlediği imasıyla karşı karşıya kaldığı, davacının çalışarak yapmış olduğu birikimini geri alamaması korkusuyla birlikte suçu işleyenle birlikte olduğu imasının kişilik haklarını zedelediği, davacının bankaya yatırdığı parayı icra marifetiyle almak zorunda kaldığı, davalının kendi iç soruşturmasını gerekçe göstererek davacıya ait mevduatı geç ödemesinin haksız eylem olduğu, meydana gelen manevi zarardan sorumlu bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 4.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kişilik haklarının ihlal edilmesinden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 6098 sayılı TBK"nın 58"inci maddesinde kişilik hakkının zedelenmesinden zarar görenin, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebileceği düzenlenmiştir. Ancak, mahkemece davalı banka personeli tarafından söylendiği ve davacının kişilik haklarının zedelenmesine yol açtığı ileri sürülen sözlerin söylendiğine dair dinlenen tanık beyanlarının görgüye dayalı olmadığı, salt davacının davalı bankaya yatırdığı mevduatını geç almasının haksız eylem oluşturmadığı, davacı tarafından kişilik haklarının zedelendiği hususunun ispat edilemediği dikkate alınmadan yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 01/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.