15. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/5097 Karar No: 2014/3658 Karar Tarihi: 28.05.2014
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2013/5097 Esas 2014/3658 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davanın konusu, ödenen bedelin sözleşmeye uygun olmadığı iddiasıyla istirdadı istemidir. Mahkeme, davalının diğer temyiz itirazlarını reddetti ve taraflar arasındaki sözleşmede kesin vade olmadığından temerrütün ihtara bağlı olduğuna karar verdi. Mahkeme, davalı yüklenicinin cevabî ihtarnamesinde talep edilen bedeli ödemeyeceğini bildirmesi sebebiyle temerrütün 25.06.2010 tarihinde gerçekleştiğine hükmetti. Kararda, borçlar kanunu maddeleri de açıklandı. Buna göre, borçlu temerrüdünün gerçekleşebilmesi için alacağın muaccel olması ve borçluya ihtar keşide edilerek alacağın ödenmesinin istenmesi gerekir. Temerrüt, ihtarla tanınan sürenin sona erdiği tarihi takip eden günde oluşur. Borcun ifa edileceği gün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmiş ise temerrüt kararlaştırılan günün bitimi ile gerçekleşir.
15. Hukuk Dairesi 2013/5097 E. , 2014/3658 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesi uyarınca ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle kabule icbar edilemeyecek derecede ayıplı olduğu anlaşılan sözleşme konusu yazılımın talebi halinde davalıya iade edileceğinin tabiî bulunmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Taraflar arasında akdî ilişkinin kurulduğu ve işin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 101/I. maddesine göre borçlu temerrüdünün gerçekleşebilmesi için alacağın muaccel (istenebilir) olması ve borçluya ihtar keşide edilerek alacağın ödenmesinin istenmesi gerekir. Bu durumda temerrüt, ihtarla tanınan sürenin sona erdiği tarihi takip eden günde oluşur. Borçlar Kanunu"nun 101. maddesinin 2. bendine göre de, borcun ifa edileceği gün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmiş ise temerrüt, kararlaştırılan günün bitimi ile gerçekleşir. Somut olayda yanlar arasında imzalanan 09.02.2009 tarihli sözleşmede kararlaştırılan ödeme ve işin bitim tarihleri kesin vade olmadığından, temerrüde esas teşkil etmemektedir. Davacı iş sahibinin, Borçlar Kanunu"nun 101/I. maddesi uyarınca davalı yükleniciye gönderdiği ... Noterliği"nin 11.04.2010 tarihli 18746 yevmiye nolu temerrüt ihtarının tebliğ şerhi dosyada bulunmamakta ise de; davalı yüklenici, ... Noterliği"nin 25.06.2010 günlü 06832 yevmiye nolu cevabî ihtarnamesinde davacının talep ettiği bedeli ödemeyeceğini bildirdiğinden, temerrüdün bu tarihte gerçekleştiği kabul edilmelidir. Bu durumda mahkemece hüküm altına alınan alacağa 25.06.2010 temerrüt tarihinden itibaren faiz uygulanması gerekirken; sözleşmede kararlaştırılan iş bitim ve ödeme tarihinden itibaren faiz uygulanması doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nın 438/VII. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur. SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile kararın hüküm fıkrasının 3 nolu bendindeki “07.09.2009” ve “02.04.2010" tarihlerinin karardan çıkartılarak yerine, “25.06.2010 temerrüt” tarih ve kelimesinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 28.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.