22. Hukuk Dairesi 2017/9382 E. , 2018/403 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin, davalıların... bulunan işyerinde 03/03/2006-20/06/2006 tarihleri arasında tanzim teşhir (satış) elemanı olarak brüt 1.400,00 TL ücret ile kesintisiz olarak çalıştığını, işyeri devri olduğunu ve devirden önceki borçlardan iki yıl süreyle devralan işverenin de sorumlu olduğunu, davacının fazla mesai yaptığını ve karşılığının ödenmediğini belirterek müvekkilinin alacağının tam ve kesin olarak bilinmemesi sebebi ile, tahkikat ile alacak miktarının tespit edilmesinden sonra müddeabihin arttırılmasına ilişkin hakları saklı kalmak kaydı fazla mesai ve hafta tatili alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının işe başlama tarihinin 20/04/2012 olduğunu, davacının işe başlama tarihi ve işyeri devrine dair iddialarının maddi hakikate aykırı olduğunu, davacı sahada çalıştığından ve mesai denetimi mümkün olmadığından, kendi beyanı esas alınarak davacıya her ay fazla mesai ücretinin ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava belirsiz alacak davası türünde açılmıştır. 6100 sayılı Kanun"un 107/2. maddesinde, asgari miktar belirtilerek açılan belirsiz alacak davasında, karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacının, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabileceği düzenlenmiştir. Yapılan bu arttırım zamanaşımına tabi değildir. Çünkü, belirsiz alacak davasında, kısmi alacak davasından farklı olarak, geçici talep sonucu ile açılan dava, ileride belirlenebilir hale gelen alacağın tamamı için zamanaşımı kesilmektedir. Mahkemece, bu yön nazara alınmayarak, fazla çalışma ve hafta tatili alacakları bakımından, miktar artırımına karşı davalı tarafın ileri sürdüğü zamanaşımı definin kabul edilmesi hatalı olmuştur.
3-Yapılan yargılama sonunda, davacı işçinin fazla çalışma ve hafta tatili ücreti isteklerinin kabulüne karar verilmiştir.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtayca son yıllarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre takdir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir.
Somut olayda hesaplanan fazla çalışma ve hafta tatili ücretlerinden davacının çalışma şekli, işin düzenlenmesi ve fazla çalışma miktarı gibi hususlar göz önünde bulundurulmadan hakkın özünü zedeler mahiyette yüksek nispette indirime gidilmesi hatalı olup dosya kapsamına uygun makul bir oranda indirim yapılması için kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 18/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.