Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/32876 Esas 2017/12958 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/32876
Karar No: 2017/12958
Karar Tarihi: 20.12.2017

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/32876 Esas 2017/12958 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2015/32876 E.  ,  2017/12958 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı, öncesinde adi ortaklık ilişkisi olan davalıya, maliki olduğu 10 no.lu dairenin satışı için vekalet verdiğini, 2009 yılında Türkiye"ye gelip, davalının güvenini sarsan bir takım davranışlarda bulunduğunu öğrenmesi üzerine yaptığı araştırmada; davalının, verdiği vekaletnameyi kullanarak 10 no.lu bağımsız bölümü ..."ye 34.500 TL ya sattığını öğrendiğini, taşınmazın satış tarihindeki değerinin 1,5-2 kat daha fazla olduğunu, Yavuz"un, davalının işçisi veya ticaret yapan biri olup, evin gerçek değerinin çok daha fazla olacağını bilebilecek durumda olduğunu, taşınmazın gerçek değerinde satıldığı varsayılsa bile vekilin hesap verme ve aldıklarını aktarma görevini yerine getirmediğini ileri sürerek, vekalet yetkisinin kötüye kullanılması nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL tazminatın taşınmazın satış tarihi olan 1.6.2000"den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 19.3.2015 tarihli dilekçesi ile talebini 55.000,00TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL alacağın dava tarihinden, 45.000,00 TL alacağın ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-Mahkemece, dava konusu taşınmazın 08.05.2000"de satıldığı halde davanın, aradan uzun zaman geçtikten sonra açıldığı, resmi senetteki satış bedeli ile inşaat bilirkişisinin raporunda belirlenen bedel arasında büyük fark olmadığı, vekaletnamede satış bedeliyle ilgili bir sınırlama olmadığı, tapu satışlarında resmi senetteki satış bedelinin genelde gerçek değerinin altında gösterildiği dikkate alındığında davacının iddiasını kesin ve inandırıcı delillerle ispatlayamadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine ilişkin verilen ilk karar, davacının temyizi üzerine Dairemizin 20.10.2014 tarihli ilamı ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sırasında 19.3.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle davacı, talebini 55.000,00TL"ye çıkartmış, mahkemece ıslah edilen miktar esas alınarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Oysa ki, HUMK’nun 83. maddesi ve 4.2.1948 tarih, 10/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değildir. Bu nedenle davacının ıslahtan önceki talebi dikkate alınarak sonucuna uygun bir hüküm kurulması gerekirken, mahkemece yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Bozma sebep ve şekline göre tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1.bent gereğince temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 27,70 TL harcın istek halinde davacıya, 939,26 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.