15. Hukuk Dairesi 2019/3202 E. , 2020/1283 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi"nden kaynaklanan tespit ve taşınmazların üzerindeki hacizlerin kaldırılması istemine ilişkin olup, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına dair verilen karar, davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
Bir davanın dinlenebilmesi başka bir ifade ile işin esasının incelenebilmesi için gerekli şartlardan birisi de davacının o davayı açmakta hukuki yararının bulunmasıdır. Mahkemece dava şartları bulunup bulunmadığı her aşamada kendiliğinden araştırılacağı gibi görevi gereği temyiz halinde Yargıtay tarafından da dikkate alınır. Kural olarak tespit davaları bir kimse ile diğer bir kimse arasında var olan somut bir olaydan doğan hukuksal bir ilişkinin varlığının saptanmasına yönelik olup bundan ötesi bir işlevi yoktur. Eda davaları ise hem tespit hem edayı içerdiğinden tespit davasına eda davasının öncüsü denilebilir. Tespit davasının dinlenebilmesi için hukuksal bir ilişki ile hukuki yararın bulunması zorunludur. Hukuki yararın varlığı ise davacının bir hakkının veya hukuki durumunun bir tehlike ile tehdit edilmiş olması, bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumunun tereddüt içinde olması ve bu hususun davacıya zarar verebilecek nitelikte olması, tespit hükmünün bu tehlikeyi kaldırmaya elverişli olması halinde kabul edilebilir. Eda davası açılabilecek hallerde tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Ayrıca taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasında ki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı, tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının bu anlamda önemli özelliği ise def"i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re"sen nazara alınmasıdır.
Açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacıların dava konusu bağımsız bölümler yönünden edaya yönelik tescil talebi bulunmamaktadır. Mahkemece talebe uygun olarak tespit hükmü kurulmuş ve arsa sahibince tespit hükmüne yönelik temyiz yasa yoluna başvurulmadığından arsa sahibi yönünden verilen tespit hükmü kesinleşmiştir. Bu durumda; tespit hükmüne yönelik temyiz incelemesi yapılamayacak olsa da davacıların kendileri adına kayıtlı olmayan taşınmazlara yönelik olarak hacizlerin kaldırılmasını talep edip edemeyeceğinin tartışılması gerekmektedir. Tespit davaları bir kimse ile diğer bir kimse arasında var olan somut bir olaydan doğan hukuksal bir ilişkinin varlığının saptanmasına yönelik olup bundan ötesi bir işlevi bulunmamaktadır. Bu nedenle tespit hükmü, tapuda dava konusu bağımsız bölümlerin davacılar adına tescilini sağlayacak nitelikte karar değildir. Mülkiyet davacılar adına geçmemiş olup tapu kaydında malik olarak davalı arsa sahibi görünmektedir. Taşınmazın tapu kaydına konulan haciz, ipotek ve diğer takyidatların terkinini talep etme hakkı ise taşınmazın mülkiyetini kısıtlayan kayıtlardan olduğundan taşınmazın malikine aittir. Az yukarıda açıklandığı gibi davacılar henüz dava konusu bağımsız bölümlerin maliki değillerdir. Davacılar dava konusu taşınmazlar üzerindeki haciz şerhlerinin terkinini talep etme yetkisine sahip olmadıkları gibi davacıların bu konuda taraf sıfatları da bulunmamaktadır.
Bu durumda davalı ... aleyhine açılan davanın davacının taraf sıfatının bulunmaması nedeniyle aktif husumetten reddi gerekirken hatalı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı ... yararına BOZULMASINA, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 04.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.