11. Hukuk Dairesi 2016/11119 E. , 2018/5823 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22/05/2015 gün ve 2014/513-2015/312 sayılı kararı onayan Daire’nin 17/06/2016 gün ve 2015/10271-2016/6804 sayılı kararı aleyhinde davacılar vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacılar vekili; müvekkillerinden ..."in kurucusu olduğu ... ve ... Sanayi Limited Şirketi"nin endüstriyel kazan üretimi alanında faaliyet gösteren bölgede kurulu ve geniş kapsamlı üretim kabiliyeti olan tek şirket olduğunu, şirketin 23/10/2013 tarihli genel kurul kararı ile şirket ortağı olmayan ... isimli davalının 10 yıl süre ile şirket müdürü sıfatıyla şirketi tek başına temsile yetkili olduğunun belirlendiğini, şirket genel kurul tarihi olan 23/10/2013 tarihinden itibaren şirket müdürü olarak görevde bulunan davalının şirket yönetimi konusunda gerekli liyakatı göstermediğini, son zamanlarda üretim departmanlarının görevlendirilmesi ve denetlenmesi, üretim süreçlerine ilişkin rapor tutulması ve bunların yönetime sunulması, finansman planlamanın oluşturulması, genel kurulda alınan kararların uygulanması gibi asli görevlerini aksattığını, şirkete ait fabrikanın 5 aydır kapalı konumda olduğunu, şirket müdürü davalının elektrik borçlarını ödemeyi dahi ihmal ettiğini, davalının kendi insiyatif kullanarak şirketin içini boşalttığını, fabrika içinde bulunan bir kısım emtiaların şirket ortaklarının haberi olmaksızın gayri resmi satıldığını, şirketi iflas konumuna düşürdüğünü ileri sürerek davalının anılan şirketteki müdürlük görevinden alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın davacılar vekili tarafından temyizi üzerine karar, Dairemizce onanmıştır.
Davacılar vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dava, haklı nedenlerle limited şirket müdürünün azli istemine ilişkindir. Davacılar vekili, diğer bazı iddialarına ek olarak davalının şirket yönetimi konusunda gerekli liyakatı göstermediğini ve asli görevlerini aksattığını, davalının şirkete ait fabrikanın çalışanlarını işten çıkarttığını ve beş aydır fabrikanın kapalı konumda olduğunu, fabrika içinde bulunan bir kısım emtiaların gayri resmi olarak satıldığını, davalının ortağı olduğu dava dışı ... Müteahhitlik Ltd. Şti’ye karşı şirketi borçlandırdığını ileri sürerek şirket müdürünün azlini talep etmiştir. Davacıların ... ve ... Sanayi Limited Şirketi"nin ortağı oldukları, davalı ...’ın bu şirketin ortağı olmadığı ancak şirketin münferiden müdürü olduğu ve halen görevine devam ettiği hususları uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, müdür olan davalı ...’ın bu görevinden azlini gerektirir haklı nedenin var olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 6102 sayılı TTK"nın 630/2. maddesi uyarınca her ortak, haklı nedenlerin varlığı halinde limited şirket yöneticilerinin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını mahkemeden talep edebilirler. Anılan maddenin sonraki fıkrasında ise; yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesinin veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesinin haklı sebep olarak kabul olunacağı düzenlenmiştir. Bu durumda, davacıların öncelikle şirket müdürünün azli veya temsil yetkisinin sınırlandırılmasını gerektiren haklı sebeplerin varlığını ispat etmesi gerekmektedir. Oysa mahkemece, anılan hususlar gözetilmeden ve davacılar tarafından ileri sürülen iddialar araştırılmadan ve dayanılan deliller toplanmadan yazılı şekilde, davacıların ortağı olduğu şirketin 2014 yılında bir önceki yıla göre 17.494,00 TL zarar etmesinin ihtimal dahilinde olduğu ve özellikle zarar miktarına göre bu durumun davalı müdürün yükümlülüklerini ağır şekilde ihlal ettiği anlamına gelmeyeceği, ayrıca davacıların davalı müdürün görevden alınmasını gerektirecek ağır ihmalinin bulunduğuna ilişkin başkaca delil ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu itibarla, mahkemece, davacılar tarafından ileri sürülen iddialar araştırılarak, davacıların dayandığı deliller toplanmak ve şirket kayıtları üzerinde denetime elverişli bilirkişi incelemesi yaptırılmak ve sonuçta haklı sebeplerin gerçekleşip gerçekleşmediği tespit edilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmek gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. Bu durumda, davacıların karar düzeltme istemlerinin kabulüyle, Dairemizin 17.06.2016 tarihli 2015/10271 Esas 2016/6804 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, yukarıda anılan gerekçeyle mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 17.06.2016 tarihli 2015/10271 Esas 2016/6804 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının istekleri halinde karar düzeltme isteyen davacılara iadesine, 01/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.