3. Hukuk Dairesi 2017/15171 E. , 2018/3677 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin ... 2 nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 2003/39 esasında yargılandığını, 30.06.2003 tarihinde 100.000 ABD Doları kefalet karşılığında tahliye edildiğini, mahkemenin 07.05.2014 tarihli duruşmasında, adli teminat olarak alınan toplam 100.000 ABD Dolarının davacı sanığa iadesine mahkemece 07/05/2014 tarihli duruşmada karar verildiğini ve davacı hesabına 142.171,70 TL olarak yatırıldığını, bu paranın 02.06.2014 tarihli ihtirazi kayıtla alındığını, paranın hesaba geçirildiği tarihte 100.000 ABD Dolarının 211.150 TL ettiğini, bundan ödenen miktarın mahsubu ile davalının müvekkiline 68.978,30 TL eksik ödeme yaptığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 68.975 TL"nin 28.05.2014 tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dilekçesinde; davada idari yargının görevli olduğu, teminat olarak alınan tutarın bütçeye gelir kaydedildiği ve gelir kaydına esas tutarın iade edilecek döviz miktarını değiştirmeyeceği, kişinin iade talebini TL cinsinden yaptığı, iade işleminin muhasebeleştirildiği tarihteki döviz satış kuru esas alınarak hesaplanacak TL karşılığı olması, aradaki kur farkının ise ilama bağlı borçlar tertibinden ödenmesi gerektiği, idarece yapılan işlemlerin yerinde ve yasal olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, 67.938,30 TL"nin 28.04.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm davalının temyizi üzerine Dairemizin 28.12.2016 tarih ve 2015/16987 Esas, 2016/16804 Karar sayılı ilamı ile özetle “Gerekçe ile hüküm arasında çelişki giderilecek şekilde dosya içeriğine uygun yeniden karar verilmelidir." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece; bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda bilirkişi raporu doğrultusunda 67.938,30 TL asıl alacağa davadan önce davalı/borçlunun temerrüde düşürülmediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile 67.938,30 TL"nin 28/11/2014 dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin ise reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine ve kararın bozmaya uygun olmasına göre, davalının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Davacının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Sebepsiz zenginleşmeden doğan bir alacağa faiz yürütülebilmesi için borçlunun bir ihtar ya da dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi zorunludur. Bu husus; 818 sayılı BK"nun 101.maddesinde "Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrit olur" hükmü getirilmiştir. 6098 sayılı Borçlar Kanununun 117.maddesinde bu hüküm ""Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer"" şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda, yöntemine uygun şekilde düzenlenen 30.05.2014 tarihli “68.978,30 TL"nin yedi gün içinde iade edilmesi gerektiğini” içerir ihtar, davalıya 30.05.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Hal böyle iken, davalının (iade borçlusunun) usulüne göre temerrüde düşürüldüğü tarih, ihtarın tebliğinden itibaren yedi günlük sürenin bitim tarihi olan 07.06.2014 tarihidir. Bu halde, mahkemece; 07.06.2014 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, yukarıda yazılı olduğu şekilde dava tarihi olan 28.11.2014 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi usul ve yasaya uygun görülmemiştir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle temyiz eden davalının temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle gerekçenin son paragrafı ikinci cümlesinde yer alan “67.938,30 TL asıl alacağa” kelimelerinden sonra gelen “davadan önce davalı/borçlu temerrüde düşürülmediği anlaşıldığından, dava tarihi olan 28/11/2014” ifadelerinin gerekçe kısmından çıkartılarak, yerine “07.06.2014” ibaresinin yazılmasına, yine hükmün 1 numaralı bendi ikinci cümlesinde “67.938,30 TL nin” ifadesinden sonra gelen “28/11/2014 dava” ifadesinin hükümden çıkartılarak, yerine “07.06.2014” ibaresinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde davalı yönünden karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.