Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4639
Karar No: 2017/8992
Karar Tarihi: 09.11.2017

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/4639 Esas 2017/8992 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2017/4639 E.  ,  2017/8992 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Hukuk Dairesi

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... İş Mahkemesi
    K A R A R
    A) Davacının İstemi :
    Davacı, 1993 yılında 3201 sayılı yasa uyarınca 3600 gün yurt dışı hizmetini borçlanmak suretiyle bedelini ödediğini ve yurt içindeki 1859 günlük sigortalı hizmeti de dikkate alınmak suretiyle kendisine 01/05/1993 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı bağlandığını, yurt dışı hizmetlerini...ı kapsamında borçlanması gerekirken ... kapsamında borçlanması işleminin yanlış olduğunun belirtilerek 2016 yılının Ocak ayında maaşının kesildiğini söyleyerek Kurum işleminin iptali ile ... kapsamında yaptığı yurt dışı borçlanmasının geçerli olduğunun tespitine, ilk tahsis talep tarihinden itibaren... kapsamında yaşlılık aylığına hak kazandığının ve yersiz ödemeden dolayı Kuruma borçlu olmadığının tespitine, ödenmeyen aylıklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    B) Davalının Cevabı :
    Davalı Kurum vekili, Kurum tarafından yapılan işlemlerin yasal mevzuata uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    C) İlk Derece Mahkemesinin Kararı ve Gerekçesi :
    Mahkemece, “Uyuşmazlık davacının 4/1-a maddesi kapsamında gerçekleştirilen borçlanma işleminin 4/1-c statüsüne aktarılmasından kaynaklanmaktadır.
    Öncelikle davacının yurtdışı hizmet borçlanmasının geçerli olup olmadığının tespiti gerekmiştir. 3201 sayılı Yasanın 3.maddesi uyarınca yurtdışında çalışan ... Vatandaşı olan hak sahipleri yurda kesin dönüş yaptıktan sonra ..."de hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması yoksa ..."ya, varsa en son tabi olduğu sosyal güvenlik kuruluşuna başvurarak borçlanabilir. Borçlanmada anılan yasanın 5.maddesi uyarınca varsa ..."de ki tabi olduğu en son sosyal güvenlik kuruluşundaki statüsüne göre belirlenir.
    Davacının Türkiye"de borçlanmadan önceki en son sigortalılık statüsü 01/12/1970-30/06/1971 tarihleri arasındaki 5510 Sayılı Yasanın 4/1-c maddesi kapsamında olan çalışmalardır. Ancak 1993 yılında davacı 4/1-a maddesi kapsamında borçlandırılmış, 01/05/1993 tarihinden başlamak üzerede yaşlılık aylığı almaya başlamıştır. Kurum davacının 4/1-c maddesi kapsamında borçlanması gerekip gerekmediği hususundaki araştırmaları 2015 yılında başlamış, 18/01/2016 tarihi itibariylede aylıkların bağlandığı tarihten itibaren kesildiği ve ödemelerin borç çıkartıldığına dair yazıyı Mali Hizmetler ...Merkezine göndermiş, davacının aylığıda kesilmiştir. Davacı aylığının kesilmesi üzerine kuruma müracaat etmiş, 16/03/2016 tarihinde aylığının iptal edildiği bilgisi verilmiştir. Kurum 23 yıl sonra yaptığı işlemlerin geriye dönük olarak iptal etmiştir. Bu durumda nimet - külfet dengesi dikkate alınarak ve sosyal güvenlik sistemine güvende değerlendirildiğinde kurumun geriye dönük iptal işlemi hakkaniyetle ve sosyal devlet ilkesi ile bağdaşır görülmemiş, davacının 4/1-a borçlanmasına geçerlilik tanımak gerekmiştir.
    Davacının yurtdışı çalışması 21/04/2002 tarihinde sona erdiğinden yurda kesin dönüş şartı bu tarih itibariyle gerçekleşmiş kabul edilmelidir. Kurumun 4/1-a borçlanmasına yurda kesin dönüş tarihi nazara alarak yeniden değerlendirip davacıya 21/05/2002 tarihinden itibaren aylık bağlaması gerekirken, aylıkların tümden iptali yerinde görülmemiştir. Görüşüne başvurulan bilirkişinin 19/01/2016 tarihli raporuda mahkememizce yapılan tespitleri doğrular nitelikte olup rapora itibar edilmiş ve davacının 21/05/2002 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
    Kurum 5510 Sayılı Yasanın 96.maddesi kapsamında yersiz ödemelerin tahsilini talep etmiş, 2005 yılı Aralık ayından 2015 yılı Aralık ayına kadar yapılan ödemeler borç çıkartılmış ise de, yukarıda da belirtildiği gibi davacının 21/05/2002 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı alması gerektiğinden, davacının borçlu olmadığının da tespitine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle “Davanın kısmen kabulü ile,
    Davacının 21/04/2002 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitine,
    Davacının yaşlılık aylıklarının kesilmesinden sonra 21/04/2002 tarihine kadar yapılan ödemelerin yersiz olduğu iddiası ile davacıdan talep edilen 137.983,47 TL"lik borçtan sorumlu olmadığının tespitine,
    Davacının yaşlılık aylıklarının yeniden bağlanması gerektiğinin tespitine,” karar verilmiştir.
    D) İstinaf Başvurusu :
    Davalı Kurum vekili, ... Kurumundan alınan belgede davacının 21.04.2002 tarihine kadar yurt dışında çalıştığının ve sosyal yardım aldığının belirlendiğini, bu nedenle aylık talep tarihinde aylık bağlama koşullarının oluşmadığını, ayrıca davacının kamu Görevlileri Daire Başkanlığı"nın 14.08.2014 tarihli cevabı ile davacının en son hizmetinin 4/1-c kapsamında olduğunun bildirildiğini, buna göre davacının 3201 sayılı Yasa uyarınca borçlanmasını 4/1-a kapsamında yapamayacağından borçlanmanın iptaline ilişkin işlemin yerinde olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
    E) Bölge Adliye Mahkemesinin Kararı ve Gerekçesi :
    Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, “Dava, davacının, yurt dışına çıkmadan önce son defa ... kapsamında sigortalı olması nedeniyle 4/1-a maddesi kapsamında gerçekleştirilen borçlanma işleminin geçersizliği ve aylık bağlama tarihi itibariyle kesin dönüş koşulu gerçekleşmediğinden bahisle yaşlılık aylıklarının başlangıç tarihi itibariyle iptali ile yersiz ödeme tespit tarihinden geriye doğru 10 yılık süreye ilişkin 2005/12. ay ila 2015/12. aylar arası ödenen aylıkların istirdatına ilişkin Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
    3201 sayılı Yasanın 3.maddesi uyarınca yurtdışında çalışan Türk Vatandaşı olan hak sahipleri yurda kesin dönüş yaptıktan sonra Türkiye"de hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması yoksa SGK"ya, varsa en son tabi olduğu sosyal güvenlik kuruluşuna başvurarak borçlanabilir. Borçlanmada anılan yasanın 5.maddesi uyarınca varsa Türkiye"de ki tabi olduğu en son sosyal güvenlik kuruluşundaki statüsüne göre belirlenir.
    Somut olayda, 1965 ile 1970 tarihleri arasında 1859 günlük 506 sayılı Yasa kapsamında, 01.12.1970 ile 1971/6.ay arası 210 gün ... kapsamında hizmeti bulunan davacının son defa prim ve kesenek ödediği ... kapsamında 3201 sayılı Yasanın 3. maddesi uyarınca borçlanma yapması gerekirken, 506 sayılı Yasa kapsamında yurt dışı hizmetlerinin borçlanma talebinde bulunduğu ve 14.04.1993 tarihinde borçlanma bedelini tahsil ettikten yıllar sonra, borçlanma işlemini iptal ettiği ve 19.01.2016 onay tarihli karar ile yaşlılık aylıklarını kestiği, davacıyı uyuşmazlık konusu sürede sigortalı olarak kabul eden Kurumun buna göre primleri tahsil etmesi, uzun süre kullanması, karşısındakine sigortalılığın devam ettiği yolunda yıllarca güven verdikten sonra yaptığı yanlışlığın farkına vararak sigortalılık sürelerini iptal etmesi TMK."nun 2. maddesinde ifadesini bulan iyi niyetten ve sosyal güvenlik ilkelerinden uzaktır.

    .../...


    Öte yandan davacının 14.05.1993 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazanabilmesi için 3201 sayılı Yasa"nın 6/A maddesi gereğince yurda kesin dönüş yapmış olması zorunludur.Kesin dönüş kavramının tanımı Yönetmelik"in "Tanımlar" başlıklı 4.maddesinin (d) bendinde yapılmıştır. Buna göre kesin dönüş; aylık tahsis talebinde bulunanların yurtdışındaki çalışmalarının sona ermesini, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almamaları durumunu ifade eder. Bu tanımda geçen sosyal sigorta ödeneği deyiminden; çalışma yaşamı süresince karşılaşılan hastalık, iş kazası, meslek hastalığı veya işsizlik gibi riskler nedeniyle iş göremezlik veya işsizlik gibi adlar altında yapılan ikamete dayalı ödenekler, sosyal yardım ödeneği deyiminden ise bulunulan ülke mevzuatı kapsamında, geçimlerini sağlayacak hiçbir gelirleri olmayan veya mevcut gelirleriyle geçimlerini sağlamakta güçlük çeken kişilerin asgari geçim düzeyi ile sınırlı olmak üzere geçimlerinin sağlanması amacıyla kamu kurum ve kuruluşları tarafından muhtaçlık durumuna ve süresine göre ödenen, ikamet şartına bağlı nakdi yardımlar anlaşılmalıdır.
    Yurda kesin dönüş, yurt dışında çalışan Türk vatandaşlarının, çalışma hayatına yönelik tüm ilişkilerini gerek çalıştığı işyerleri ve gerekse ilgili olduğu tüm sosyal güvenlik kuruluşları yönünden sona erdirerek yerleşmek ve sosyal güvenliklerini burada sağlamak üzere ...’ye dönüş yapmalarını ifade eder. Kısaca, “yurt dışı çalışma ilişkisinin ve bu bağlamda sosyal güvenlik kurumlarıyla sigortalı ilişkinin sona ermesi”dir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.10.1997 gün ve 1997/10-588-857 E.K ve 1998/10-645 E. 1999-237 K.)
    Yurda kesin dönüş koşulu borçlanma yoluyla aylık talebinde bulunanların tümü için geçerli olup evli olsun yada olmasın yurt dışında ev kadını olarak bulunan ... vatandaşlarının da aylık tahsisi için yurda kesin dönüş yapmaları gerekir. Bu konuda kanun koyucu tarafından ev kadınları yararına herhangi bir ayırıma gidilmemiştir.
    Yurt dışında işçi sıfatıyla çalışma hayatıyla ilgili tüm bağlarını ve ilişkisini bitirmeden geçici sürelerle yurda giriş yapmak ve yabancı ülke sosyal güvenlik kuruluşlarından yardım almak kesin dönüş yapıldığı anlamına gelmez. Sigortalının yaşlılık aylığı talep tarihinde yurt dışında bulunması aylık talep etmesine engel olmadığı gibi yurt dışında bulunmak tek başına yurda kesin dönüş yapılmadığı anlamına gelmez.
    Yurt dışında yaşlılık veya maluliyet aylığı bağlanması, çalışma ve sigortalı ilişkisinin sona erdiğini gösterdiğinden kesin dönüşe karinedir. İşçinin, çalıştığı ülkeden işsizlik yardımı, hastalık, geçici işgöremezlik ve benzeri çalışmaya veya sigortalılığa dayalı yardımlar alması halinde sigortalının kesin dönüş yapmadığı kabul edilmelidir.
    İkamet şartına bağlı olmayan sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği kesin dönüşe engel değildir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden, ... Kurumu tarafından düzenlenen 28.11.2016 tarihli yurt dışı hizmet belgesinde davacının 21.04.2002 tarihine kadar yurt dışı çalışma ilişkisinin devam ettiği, kesin dönüş koşulunun sağlandığı tarihi 22.04.2002 tarihini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar vermek gerekirken, 21.04.2002 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğundan davalı vekilinin istinaf isteminin bu gerekçeyle kabulü ile HMK 353/1-b.2 maddesi uyarınca mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle “Davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1-b.2 maddesi uyarınca KABULÜNE,
    ...İş Mahkemesi"nin 07.03.2017 tarih ve 2016/1076 esas ve 2017/49 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, yerine,
    Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, davacıya 24.04.2002 tarihini takip eden aybaşı olan 01.05.2002 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine,
    Davacının 137.983,47 TL"lik borçtan sorumlu olmadığının tespitine, aksine kurum işleminin İPTALİNE,” karar verilmiştir.

    .../...


    F) Temyiz :
    Davalı Kurum vekili, Kurum tarafından yapılan işlemlerde bir hata bulunmadığını ve Kurum işlemlerinin yasal mevzuata uygun olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
    G) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 02/08/1965-01/12/1970 tarihleri arasında 1859 gün 506 sayılı Yasa kapsamında çalışmalarının bulunduğu, 01/12/1970-30/06/1971 tarihleri arasında... kapsamında sigortalı olduğu, 31/12/1982-31/12/1992 tarihleri arasında yurt dışında geçen 3600 günlük çalışmasını 506 sayılı Yasaya göre borçlanarak bedelini 14/04/1993 tarihinde ödediği, 14/04/1993 tarihli tahsis talebine göre 506 sayılı Yasa kapsımında davacıya yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının yurt dışındakı çalışmalarının 21/04/2002 tarihine kadar devam ettiği, 09/12/2015 tarihli yazıya dayanılarak davacının yurt dışı borçlanmasını .... statüsünde yapması gerektiği ve kesin dönüş yapmadığı gerekçesiyle borçlanma işleminin ve yaşlılık aylığının iptal edildiği, 24/12/2005-24/12/2015 tarihleri arasında ödenen yersiz aylık miktarının faiziyle birlikte ödenmesinin istenildiği anlaşılmaktadır.
    5510 sayılı Yasanın 96. maddesinde; “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
    a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
    b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren yirmidört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, yirmidört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan,
    itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır.” hükmü bulunmaktadır.
    Somut olayda, ..."de son defa prim ve kesenek ödediği Emekli Sandığı kapsamında 01/12/1970-30/06/1971 tarihleri arasında 210 gün hizmeti bulunan davacının yurtdışı borçlanmasını da bu kapsamda yapması gerektiği, bu nedenle borçlanma işleminin ve yaşlılık aylığının iptal edilmesinin doğru olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, davacının sigortalılık statülerine ilişkin tüm bilgilerin davalı Kurumun elinde olması ve davacı bu konuda beyanda bulunmasa bile Kurumun davacının sigortalılık statüsünü tespit edebilecek konumda bulunması sebebiyle söz konusu hatalı borçlanma işleminin ve yersiz ödemenin Kurumun hatalı işleminden kaynaklandığı açıktır.
    Yapılacak iş, dava konusu işlemin ve yersiz ödemenin davalı Kurumun hatasından kaynaklandığını dikkate alarak 5510 sayılı Yasanın 96/1-(b) maddesine göre yersiz ödemenin kapsamını belirlemek ve sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
    Bu maddi ve hukuki olgular gözönünde bulundurulmadan, yazılı şekilde yeniden hüküm kurulmusı usul ve yasaya aykırı olduğundan temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASI gerekmiştir.
    H) Sonuç :
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 09/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
    ...

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi