3. Hukuk Dairesi 2016/15416 E. , 2018/3672 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, hissedarı olduğu taşınmazın diğer hissesini 13.12.1994 tarihli Belediye encümen kararına müsteniden davalıdan 09.10.1996 tarihinde bedelini ödeyerek satın aldığını ancak tapuda Hazine"nin malik olması nedeniyle tapuyu alamadığını, davalının Hazine ile ihtilafı halledip tapunun verileceğini söyleyerek oyaladığını bildirerek ödediği 41.600 TL"nin ödeme tarihinden başlayacak faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın zamanaşımına uğradığını, tapu sicilinin aleni olduğunu, davacının tapu malikinin Hazine olduğunu bilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı tarafın temyizi üzerine, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 07.10.2010 tarih ve 2010/4166 E.- 2010/12820 K.sayılı kararı ile özetle; davacının ödediği satış bedelinin "tapunun verilmesinin imkansız hale geldiğinin anlaşıldığı tarih itibariyle" çeşitli ekonomik etkenlere göre ulaşacağı alım gücünün hesaplanması, bu yönde bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği" belirtilmek suretiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulü ile, bilirkişi raporu doğrultusunda 10.469,91 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, bu kararın davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 07.11.2013 tarih ve 2013/12311-15481 E.-K. Sayılı kararı ile; “...Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ise de, bozma ilamı gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.
Yargıtay"ın bozma kararına uyulması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli hak doğmaktadır. O nedenle mahkemece, "tapunun verilmesinin imkansız hale geldiğinin anlaşıldığı tarih itibariyle" davacı tarafından ödenen bedelin ulaştığı alım gücüne hükmedilmesi gerekirken, dava tarihine göre belirlenen bedele hükmedilmiş olmasının doğru görülmediği” belirtilmek suretiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, tapunun Hazine adına olduğunun anlaşılması ve Belediye ile yapılan yazışmalar uyarınca tapunun devrinin imkansız hale geldiği tarihin 31.10.1996 tarihi olduğu, bu tarih itibariyle davacı tarafından ödenen bedelin çeşitli ekonomik etkenlere göre ulaştığı alım gücünün bilirkişi raporu doğrultusunda 42,89 TL olacağı gerekçesiyle 42,89TL"nin 31/10/1996 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı dellilerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının tüm, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Hükmüne uyulan bozma ilamında; davacı tarafından ödenen bedelin tapunun verilmesinin imkansız hale geldiğinin anlaşıldığı tarih itibariyle ulaştığı alım gücüne hükmedilmesi gerektiğine değinilmiştir.
Somut olayda, ... Belediyesi"nin 13.12.1994 tarih ve 771 sayılı Encümen Kararıyla taşınmazın 138/239 payının davacıya satışına karar verilmiş, davacı 08.10.1996 tarihinde kararlaştırılan bedeli, Belediye veznesine yatırmış, ... Belediyesi"nin 31.10.1996 tarih ve 4906 sayılı Encümen Kararıyla ise “13.12.1994 tarih ve 771 sayılı Encümen Kararı"nın iptaline ve davacı tarafından ödenen bedelin davacıya iadesine” karar verilmiştir.
Mahkemece, önceki tarihli bozma ilamına uyularak Belediye ile yapılan yazışmalar uyarınca tapunun devrinin imkansız hale geldiği tarihin 31.10.1996 tarihi olduğu kabul edilmek suretiyle bu tarih dikkate alınarak yapılan bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmiş ise de, 31.10.1996 tarih ve 4906 sayılı Encümen Kararının davacıya tebliğ edildiğine dair dosyada herhangi bir bilgi veya belge bulunmamaktadır.
Davalı ..."nin 28.09.2009 havale tarihli cevap dilekçesi ekinde sunduğu işlem dosyasında ise; tapunun verilmesinin imkansız hale geldiğinin anlaşıldığı tarihin 18.05.2009 tarihi olduğu belirtilmektedir.
O halde, mahkemece, 18.05.2009 tarihi itibarıyla davacı tarafından ödenen bedelin çeşitli ekonomik etkenler nedeniyle (enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar vs. ortalamaları alınmak suretiyle) ulaşacağı alım gücünün bilirkişiye hesaplatılması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bozmaya da uyulduğu halde davacı tarafından ödenen bedelin 31.10.1996 tarihi itibariyle çeşitli ekonomik etkenlere göre ulaştığı alım gücü bilirkişiye hesaplattırılarak belirlenen 42,89 TL bedele karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde her iki taraf yönünden karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.