Taksirle yaralama - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/7145 Esas 2020/5649 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/7145
Karar No: 2020/5649
Karar Tarihi: 03.11.2020

Taksirle yaralama - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/7145 Esas 2020/5649 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık taksirle yaralama suçundan yargılandı. Olayda, sanığın otomobili müştekinin motosikletine çarpıp basit tıbbi müdahale ile giderilemez şekilde yaralanmasına sebep olduğu tespit edildi. Ancak, sanığın suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraat kararı verildi. Müşteki vekili tarafından yapılan temyiz talebi reddedilirken, Cumhuriyet savcısı tarafından yapılan başvuru sonucunda karar bozuldu. Basit yargılama usulünün uygulanması gerektiği belirtilerek, sanığın lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi hüküm altına alındı. Kararda sözü edilen kanun maddeleri, 5271 sayılı CMK'nın 251. maddesi ve TCK'nın 7. maddesi'dir. CMK'nın 251. maddesi'nin 3. fıkrası ise, sanığın mahkumiyet durumunda sonuç cezanın dörtte bir oranında indirileceği hakkında düzenleme yapmaktadır.
12. Ceza Dairesi         2019/7145 E.  ,  2020/5649 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Taksirle yaralama
    Hüküm : CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince beraat

    Taksirle yaralama suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı ve müşteki vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Olay günü saat 05.19 sıralarında sanığın sevk ve idaresindeki otomobil ile seyredeken aynı istikamette seyreden müştekinin motosikletine arkadan otomobilinin sağ ön kapı kısmı ile çarptığı, müştekinin basit tıbbi müdahale ile giderilemez şekilde yaralandığı, kazanın meydana gelmesinde sanığın asli ve tam kusurlu olduğunun tespit edildiği olayda;
    I-Müşteki vekilinin temyiz istemi üzerine yapılan incelemede:
    Müştekinin ve vekilinin davadan haberdar edildiği halde hüküm verilinceye kadar davaya katılma isteminde bulunarak katılan sıfatı kazanmadığı anlaşıldığından temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
    II-Cumhuriyet savcısının temyiz istemi üzerine yapılan incelemede:
    Müştekinin daha önceden aralarında herhangi bir husumet olmayan ve araç plakasını da bilmesine imkan olmayan sanığın aracının motosikletinin arkasına çarparak kendisinin yaralanmasına sebebiyet verdiğini iddia etmesi, verdiği plakanın sarı renkli bir araca ait olduğu, dosya içindeki tutanaklardan da müştekinin kendisine çarpan aracın sanığa ait araç olduğunu tespit etmesi, CD kaydına göre de müştekinin motosikletine arkadan bir aracın çarptığının belli olması ve çarpan aracın sarı renkli olması, 25.03.2015 tarihli görgü tespit tutanağında sanığa ait aracın sağ ön kapısında yaklaşık 60-65 cm’lik boyada hafif sürtünmeli iz, aracın ön kısmında belirgin, eski boyada izler, boya rötuşları tespit edilmesi, sanık da savunmasında olay anında aracının evinin önünde park halinde oluğunu ve kendisinin de evde olduğunu beyan etmesine rağmen bununla ilgili herhangi bir delil gösterememiş olması karşısında üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğu gözetilmeden mahkumiyet yerine beraat kararı verilmesi kanuna aykırı olup, yeniden yapılacak yargılamada 5271 sayılı CMK"nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun"un 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ""Basit Yargılama Usulü"" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ""Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir."" şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun"un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ""01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz."" şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile; ""...kovuşturma evresine geçilmiş..."" ibaresinin, aynı bentte yer alan ""...basit yargılama usulü..."" yönünden Anayasa"ya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle, kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ""mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir."" şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesi"nin anılan iptal kararının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK"nın 7. maddesi ile CMK"nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi hususu;
    Bozmayı gerektirmiş olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 03.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.