Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/916
Karar No: 2019/1085
Karar Tarihi: 17.10.2019

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/916 Esas 2019/1085 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/916 E.  ,  2019/1085 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasında birleştirilerek görülen “itirazın iptali ve alacak” davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesince asıl davanın reddine, birleşen davanın feragat nedeniyle reddine dair verilen 09.12.2011 tarihli ve 2008/917 E., 2011/671 K. sayılı karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 29.01.2014 tarihli ve 2013/17266 E., 2014/2114 K. sayılı kararı ile;
    “…Asıl davada davacı vekili; davalı şirketin resmi denetçisi olan ..."un talebi üzerine taraflar arasında davalı şirketin mali yapısının denetlenerek son durumunun tespiti için anlaşma yapıldığını, müvekkili şirketin anlaşma uyarınca yükümlülüğünü yerine getirdiğini ancak davalı şirketin borcunu ödemediğini, müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiş, asıl davada isticvap edilen davalı şirket yetkilisinin dava konusu mali denetim hizmetinin şirketin yönetim kurulunun bilgisi dışında, şirket denetçisi ..."un şahsi talebi üzerine yapıldığını beyan etmesi nedeniyle davacı vekilince asıl davayla birleştirilmesi amacıyla ... hakkında birleşen dava dosyasında alacak davası açılmış, davacı vekili 27.12.2010 tarihli beyan dilekçesinde birleşen dosya davalısı ... hakkındaki davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir.
    Davalı şirket vekili; davacının iddia ettiği denetim işleminin yapılması için müvekkili şirketin yönetim kurulunun kararının olmadığını ve yine iddia edildiği şekilde taraflar arasında imzalanmış bir sözleşmenin de bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuş, birleşen dosya davalısı... vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; gerek davacı vekilinin 03.02.2010 tarihli celsedeki beyanında, gerekse davalı şirket yetkilisinin isticvap duruşmasındaki beyanında denetim isteminin birleşen dosya davalısı ..."dan geldiğini beyan ettikleri, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı, denetlemenin ..."un talebi ile gerçekleştiği, bu konuda davalı şirketten herhangi bir talebin davacı şirkete ulaştırılmadığı ve ..."a da bu yönde bir yetki verilmediği, birleşen dosya davalısı ... sözkonusu denetleme işleminden dolayı sorumlu görülmekle beraber bu davalı hakkında davacının 28.12.2010 tarihli celsede feragat ettiği, asıl dava davalısı şirketin ise dava konusu fatura kapsamındaki işin yapılmasından dolayı sorumluluğunun ve yapılan denetlemeden elde ettiği bir faydanın bulunmadığı gerekçesiyle; asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, asıl dava yönünden verilen hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Davacı şirket tarafından düzenlenen denetim raporunun dosyaya sunulan ikinci sayfasında toplantıya katılanlar bölümünde davalı ... Tic. A.Ş. adına toplantıya Genel Müdür ..., Muhasebe Müdürü ..., İhracat ve Pazarlama Müdürü..."ın iştirak ettiği, bunlardan ..."nın şirketi çift imza ile temsile yetkili yöneticilerden biri olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, yine dosyaya sunulan ve davalı şirket yetkililerince düzenlendiği beyan edilen, üçüncü kişilere hitaben yazılmış formlarda davalı şirketin davacı şirket tarafından denetlendiği bildirilmektedir. Bu durumda mahkemece anılan denetim kurulu raporu ve beyan formları dikkate alınıp, davalı şirketin denetimden bilgisi olup olmadığı anılan belgeler ışığında araştırılıp incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir…”
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Asıl dava itirazın iptali, birleşen dava ise alacak istemine ilişkindir.
    Mahkemece, gerek dava dilekçesi ve gerekse davacı vekilinin 03.02.2010 tarihli celsedeki beyanı ve davalı şirket yetkilisinin isticvap beyanında, denetim isteminin birleşen dosya davalısı ... tarafından yapıldığını belirttikleri, davalı şirketin ise denetleme yönünde herhangi bir talebinin olmadığını beyan ettiği, davacı şirket tarafından davalı şirketin defter ve kayıtlarının denetlendiğinin sabit olduğu, yanlar arasındaki uyuşmazlığın denetlemenin davalı şirket tarafından mı yoksa şirket denetçisi olan ..."un şahsi talebiyle mi gerçekleştiği noktasında olduğu, yanlar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı, denetleme talebinin ..."dan gelmesi ve raporun ..."a hitaben yazılmış olması nedeniyle bu denetlemenin ...’un talebiyle gerçekleştiği, bu konuda davalı şirketten herhangi bir talebin davacı şirkete ulaştırılmadığı, ...’a da bu yönde bir yetki verilmediği, birleşen dosya davalısı ...’un hizmet bedelinden sorumlu olduğu ancak bu davalı yönünden davacının feragat etmiş olması nedeniyle birleşen davanın feragat nedeniyle reddine; asıl davanın ise söz konusu fatura kapsamındaki işin yapılmasından dolayı davalının sorumluluğunun ve yapılan denetlemeden elde ettiği bir faydanın bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
    Davacı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
    Yerel Mahkemece, önceki gerekçelerle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme kararı asıl dava yönünden davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda davacı şirket tarafından verilen denetim hizmetinden kaynaklanan iş bedelinden, asıl davada davalı şirketin sorumlu olup olmadığı yönünde eksik inceleme ile karar verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır.
    Ne var ki direnme kararı ile davacı vekilinin temyiz dilekçesi 18.06.2015 tarihinde icra memuruna tebliğ edilmiş olup, UYAP ortamında ve Ticaret Sicil Gazetesinde yapılan sorgulamada davalı şirketin Bakırköy 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06.05.2014 tarih ve 2011/758 E., 2014/87 K. sayılı kararı ile iflâsına karar verildiği anlaşılmıştır.
    Bilindiği üzere 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu"nun (İİK) "hukuk davalarının tatili" kenar başlıklı 194. maddesi "Acele hâller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak alacaklıların ikinci toplanmasından on gün sonra devam olunabilir. Bu hüküm şeref ve haysiyete tecavüzden, vücut üzerinde ika olunan zararlardan doğan tazminat davaları ile evlenme, ahvali şahsiye veya nafaka işlerine müteallik ihtilaflara, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takiplerle ilgili olarak açılmış olan hukuk davalarına tatbik olunmaz.
    Dava durduğu müddetçe zaman aşımı ve hakkı düşüren müddetler işlemez." hükmünü içermektedir.
    Görüldüğü üzere bu yasal düzenleme uyarınca, iflâsın açılmasından sonra müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonra devam olunabilir.
    Bu hükmün amacı, masanın aktif ve pasifini ilgilendiren davalara devam edilip edilmeyeceği konusunda alacaklılara zaman tanımaktır.
    Dava konusu alacak iflâs masasına bildirilmiş ve ikinci alacaklılar toplantısında masaya kabul edilmişse alacak davasının konusu kalmaz. Ancak davaya konu alacağın ikinci alacaklılar toplantısında kabul edilmemesi hâlinde husumet iflas idaresine yöneltilerek davaya kayıt kabul davası olarak devam edilir ve iflas tarihi itibarıyla saptanan alacağın iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilir.
    İflas hukukuna ilişkin düzenlemeler kural olarak kamu düzenini ilgilendirmekte olup (HGK"nın 24.01.2018 tarih ve 2017/13-771 E.,2017/1428 K.); davalı şirketin Bakırköy 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06.05.2014 tarih ve 2011/758 E., 2014/87 K. sayılı kararı ile iflas ettiği anlaşılmaktadır.
    O hâlde, yerel mahkemece İİK"nın 194. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere direnme kararının bozulması gerekir.
    Diğer taraftan gerekçeli karar başlığında, asıl dava tarihi 09.10.2008 olduğu hâlde 06.06.2014 olarak gösterilmesine ilişkin yanlışlık, mahallinde düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan ayrıca bozma nedeni yapılmamıştır.
    Açıklanan bu değişik gerekçe ile direnme kararının bozulması gerekmiş; bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazları inceleme konusu yapılmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme kararının açıklanan değişik gerekçe ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, bozma neden ve kapsamına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, aynı Kanun"un 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 17.10.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi