7. Hukuk Dairesi 2013/23279 E. , 2014/5766 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Adana 5. İş Mahkemesi
Tarihi : 12/06/2013
Numarası : 2011/894-2013/391
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1)Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2)Davacı vekili, müvekkilinin 23.03.2000-30.06.2011 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığını, çalıştığı süre boyunca fazla çalışma yaptığını, ancak yapmış olduğu fazla çalışmalara karşılık ücretlerinin ödenmediğini iddia ederek fazla mesai ücretinin davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, tıbbi satış mümessili olan davacının günlük çalışma plan ve programını kendisinin belirlediğini, ayrıca prim usulü çalışan davacının yaptığı fazla mesailere ilişkin saat başına düşen ücretini almış olduğunu, zamanaşımı savunmasında bulunduklarını, davacının tüm haklarının ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının yapmış olduğu fazla çalışmaları karşılığının ödenmediği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Satış temsilcilerinin fazla çalışma yapıp yapmadıkları hususu, günlük faaliyet planları ile iş çizelgeleri de dikkate alınarak belirlenmelidir. Genelde belli hedeflerin gerçekleşmesine bağlı olarak prim karşılığı çalışan bu işçiler yönünden prim ödemelerinin fazla çalışmayı karşılayıp karşılamadığı araştırılmalıdır. İşçiye ödenen satış priminin fazla çalışmaların karşılığında ödenmesi gereken ücretleri tam olarak karşılamaması halinde aradaki farkın işçiye ödenmesi gerekir.
Somut olayda, davacı vekili davacının fazla mesai yaptığını iddia ederek alacak talebinde bulunmuştur. Mahkemece, tanık anlatımlarına göre davacının haftalık 5 saat, sekiz haftada bir ise 25 saat fazla mesai yaptığının kabul edildiği, davacının her ay ücret bordrosuna değişen oranlarda satış primi tahakkuku yapıldığı ve bu paraların davacıya ödendiğinden bahisle, ödenen satış primi ve yapılan fazla mesailer dönemsel olarak karşılaştırılmak suretiyle aradaki farkın belirlenmesi suretiyle hazırlanan bilirkişi raporunun hükme esas alındığı görülmektedir. Fazla mesai ücreti alacağının hesaplandığı 21.09.2006-30.06.2011 tarihleri arasındaki tüm çalışma döneminde davacı işçiye ödenen satış priminin net 41.122,37 TL olduğu, fazla çalışmaları karşılığında ödenmesi gereken ücretlerinin ise net 24.143,66 TL olduğu görülmüştür. Satış temsilcisi olan davacıya yukarıdaki ilke kararı kapsamında ödenen satış priminin fazla çalışmaları karşılığında ödenmesi gereken ücretleri tam olarak karşıladığı ve bu nedenle fazla çalışma alacağı talebinin reddi gerektiği sabit iken hatalı yöntemle fazla çalışma ücret alacağı belirleyen bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
O halde davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 12.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.