20. Hukuk Dairesi 2017/4458 E. , 2018/7031 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVACI (TAVZİH İSTEYEN): ...
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan tavzih kararının Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava dilekçesinde, davalı hakkında aidatları ödememesi sebebiyle ... Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve %20 inkar tazminatına hükmedilmesi istenilmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile davalı ..."un ... Esas numaralı takip dosyasına vaki itirazının 1.956,00 TL yönünden iptaline, icra takibinin 1.956,00 TL üzerinden devamına, asıl alacak olan 1.956,00 TL"ye icra takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına miktar itibariyle kesin olarak karar verilmiş, davacı vekilinin tavzih istemi üzerine hükümdeki “yasal faiz uygulanması” na yönelik karar “icra takibinden itibaren aylık % 5 faiz uygulanmasına” şeklinde tavzih edilmiş, mahkemece verilen 29/02/2016 tarihli tavzih kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava ortak gider alacağına yönelik başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Hükmün tavzihi ile tashihi şartları, 6100 sayılı HMK"nın 304. ve 305. maddelerinde düzenlenmiş olup; tashih için karar içeriğinden anlaşılan ancak basit hesap ya da yazım hatası nedeniyle hükümde oluşan bir hatanın bulunması; tavzih için ise açık olmayan ya da birbiriyle çelişkili olan hüküm kısımlarının bulunması gerekmektedir. Bu itibarla, ne tavzih ne de tashih yoluyla, mahkeme kararında yer almayan yeni bir yükümlülüğün taraflara yüklenmesi, taraf yükümlülüğünün artırılması ya da bir hakkın taraflara sağlanması mümkün değildir.
Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre, davacı taraf lehine hükmedilen yasal faizin, hükümden sonra % 5 gecikme tazminatına çevrilmesine ilişkin olarak yapılacak bir usul işlemine cevaz veren yasal düzenlemenin bulunmadığı, davacının tavzih talebine uygun olarak yapılacak işlemin, mahkemece verilen kesin hükmün değiştirilmesi mahiyetinde olduğu ve davalının maddi yükümlülüğünü genişlettiği, hakimin dosyadan el çekmesinden sonra, hükümde anılan tarzda bir değişiklik yapma yetkisinin bulunmadığı gözetilerek; davacının tavzih talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile talebin kabulüne karar verilip hükmün değiştirilmesi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 29/02/2016 tarihli tavzih kararının BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 05/11/2018 günü oy birliği ile karar verildi.