19. Hukuk Dairesi 2018/3797 E. , 2019/118 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülmekte olan alacak davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonunda verilen kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine ....Hukuk Dairesi tarafından verilen davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne ve buna göre yeniden hükmün kurulmasına ilişkin hükmün süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacının davalı şirketten 15/09/2011 tarihinde 2012 model sıfır km bir araç aldığını, aracın garanti süresi içinde tavan döşemelerinde sarkmalar olduğunu, sol arka çamurluk ve sol ön tavan çıtasında boya ve vernik döküntülerinin meydana geldiğini, bu hususta .... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2014/101 D. İş dosyasında 30/06/2014 tarihli bilirkişi raporu alındığını ileri sürerek öncelikle sözleşmeden dönülerek satış bedelinin 22/05/2014 tarihli ihtarnamenin tebliği tarihinden ödeme tarihine kadar işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, bu talep yerinde görülmez ise aracın onarım masrafı ile araçta meydana gelecek değer kaybı olarak şimdilik 2.000,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, boya hasarları ile tavan sarkmasının kulllanım şartlarından dolayı meydana gelen hasarlar olması nedeniyle davalının sorumlu tutulmayacağını, davacının araçtan faydalanmasını engelleyen bir durum söz konusu olmadığını, bedel iadesi için gerekli koşullar oluşmadığını aracın ayıplı olmadığını, feshin satıcı için doğurduğu sakıncanın alıcı için doğurduğu faydadan çok büyük olduğunu, Borçlar Kanunu"nun 227/2 maddesi gereğince bedel iadesi talebinin reddi gerektiğini, davalı aleyhine kanaat oluşması halinde araç üzerindeki rehin, haciz v.b. tahditlerin davacı tarafından kaldırılarak aracın davalı adına tesciline hükümde yer verilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, garanti süresi içerisinde ve araç 2 yaş içerisinde iken tavan düşmesi sarkması oluştuğu, aracın çeşitli bölgelerinde boya-vernik atmaları meydana geldiği ve davadan sonrada diğer bölümlerine yayılmaya devam ettiği gözetilerek davacıdan bu duruma katlanmasının beklenemeyeceği, bu nedenle satın aldığı aracın yine davacı tarafından davalıya iade ve teslimine, buna karşılık araç için ödenen bedelinde davalı tarafından davacıya ödenmesi gerektiği, davacı aracı kullanarak, davalı ise parayı kullanacak fayda elde ettiği için, davacının elde ettiği fayda ile davalının elde ettiği faydanın denkleştirmeyi sağladığı, araç davacı tarafından iade edildiğinde davalı taraf halen parayı ödememiş ise ancak bu tarihten sonra davacı alacağına faiz uygulanması gerektiği kabul edilerek aracın davacı tarafından davalıya iadesine, araç bedeli olan 65.195,78 TL"nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, araç iade edildiğinde halen bedel iadesi yapılmamış ise aracın davalıya teslim tarihinden itibaren fatura bedeli olan 65.195,78 TL"ye değişen oranlı avans faizi uygulanmasına karar verilmiş, hükme karşı taraf vekillerince istinafa başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; tüm dosya kapsamına göre, tespit dosyası masrafları hakkında bir karar verilmediği, asıl davanın eki sayılan delil tespiti dosyasına ait giderlerinde yargılama gideri sayılması ve hükümde haklılık oranına göre tahsiline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacının istinaf isteğinin kabulü ile davanın esasına yönelik ilk derece mahkemesinin hükmü korunarak yerel mahkeme kararının yargılama gideri yönünden yeniden hüküm kurulması gerektiğinden yerel mahkeme hükmünün kadırılmasına ve yeniden hüküm kurulmasına, dava konusu aracın davacı tarafından davalıya iadesine, araç bedeli olan 65.195,78 TL"nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, araç iade edildiğinde halen bedel iadesi yapılmamış ise aracın davalıya teslim tarihinden itibaren fatura bedeli olan 65.195,78 TL"ye değişen oranlı avans faizi uygulanmasına, davacının diğer taleplerinin reddine, davacı tarafından bu dava ile ....Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/101 D.İş sayılı dosyasında yapılan yargılama giderlerinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, yerinde görülmeyen davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik ve muhakeme hukuku ile maddi hukuka bir aykırılık bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Temyiz edilen BAM kararının incelenmesinde davalının istinaf talebinin esastan reddine, davacının istinaf talebinin ise kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının sekizinci bendinin kaldırılıp, yeniden esas hakkında karar verildiği görülmüştür. Oysa HMK"nın madde 353/1-b-2 hükmü uyarınca yeniden esas hakkında karar verilebilmesi için ilk derece mahkemesi hükmünün tümden kaldırılması gerekir. Hal böyle iken Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesi kararının tümden kaldırılması gerekirken sadece sekizinci bendin kaldırılması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmişse de bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden BAM kararının hüküm fıkrasının 2. maddesindeki "sekizinci bendinin" sözcüklerinin hüküm fıkrasından çıkartılarak hükmün 6100 sayılı HMK"nın 370/2 maddesi uyarınca düzeltilmiş bu şekliyle onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 2. maddesindeki "sekizinci bendinin" sözcüklerinin hüküm fıkrasından çıkartılarak hükmün 6100 sayılı HMK"nın 370/2 maddesi uyarınca düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, dosyanın Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesine, karardan bir örneğin Ankara BAM 22. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin harçların istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 15/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.