19. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/176 Karar No: 2019/1959 Karar Tarihi: 25.03.2019
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/176 Esas 2019/1959 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalıdan aldığı 4.000 Euro karşılığında düzenlenen bononun anlaşmaya aykırı şekilde 10.500 Euro olarak düzenlendiğini ve icra takibine konu edildiğini belirterek menfi tespit davası açtı. Davalı ise bunun doğru olmadığını ve bonoya ilişkin ödeme yapılmadığını iddia ederek davayı reddetti ve icra inkar tazminatı talep etti. Mahkeme, davacının bonoyu ödediğine dair yazılı belge sunamaması nedeniyle davayı reddetti. Ancak 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun emredici hükümleri gereği, mahkemece dava konusu bononun hükümsüz olduğu tespit edildiği için kararın bozulmasına karar verildi. Kanun maddesi: 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 20/1. (6098 sayılı TBK'nın 27/1) maddesi.
19. Hukuk Dairesi 2018/176 E. , 2019/1959 K.
"İçtihat Metni"
19. HUKUK DAİRESİ MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacının davalıdan almış olduğu 3.000 Euroyu, davalının kendi el yazısı ile hazırlandığı belge karşılığında 02/05/2008 tarihinde 2.000 Euro 07/05/2008 tarihinde 2.000 Euro olmak üzere 4.000 Euro olarak ödediğini, buna karşın davalıya, davacı tarafından ismi ve adresi dışındaki kısımların boş olarak verilen bononun taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı olarak 10.500 Euro olarak düzenlendiğini ve icra takibine konu edildiğini, davalı hakkında tefecilik iddiasıyla ceza yargılamasının devam ettiğini ileri sürerek, bonodan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davalı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı aleyhine 06/02/2009 tarihinde ... 1. İcra Müdürlüğünün 2009/559 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, tebligatı alan davacının yasal süre içerisinde itiraz etmediğini ve icra takibinin kesinleştiğini, daha sonra icra işlemlerinin devam ettiğini, davacının bonoya ilişkin ödeme yapıldığı iddiasının doğru olmadığını, senede karşı yapılan her türlü iddianın yazılı delillerle ispatlanması gerektiğini belirterek, davanın reddini ve davacı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacı tarafın bonoyu ödediğine dair yazılı belge sunamadığını, davacı tarafından ödeme belgesi olduğu iddia edilen belgenin, dava konusu bonoya ilişkin olduğuna dair bir ibare içermediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava icra takibine konu bonodan dolayı davacının borçlu olmadığına dair menfi tespit davasıdır. Dosya içerisinde bulunan ve kesinleşen ... 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/337 E. - 2011/852 K. sayılı ilamında davacının müdahil, davalının sanık sıfatıyla yer aldığı, suçun tefecilik yapmak suçu olduğu, karar gerekçesinde bu davaya konu bononun tefecilik ilişkisi nedeniyle verildiğinin tespit edildiği, bu durumda ceza davası sonunda tefeciliğe ilişkin maddi vakıa kesinleştiğinden 818 sayılı Borçlar Kanununun 20/1. (6098 sayılı TBK’nın 27/1) maddesi hükmü uyarınca, kanunun emredici hükümlerine, ahlaka ve kamu düzenine aykırı sözleşmeler geçersiz olacağından, mahkemece dava konusu bononun hukuken geçerli olmayıp hükümsüz olması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 25/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.