Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2020/7353 Esas 2021/3390 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/7353
Karar No: 2021/3390
Karar Tarihi: 15.03.2021

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2020/7353 Esas 2021/3390 Karar Sayılı İlamı

5. Hukuk Dairesi         2020/7353 E.  ,  2021/3390 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın göl olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
    - K A R A R -
    Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın göl olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
    Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Kısmen arazi, kısmen kapama fıstık bahçesi niteliğindeki ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... ada ... parsel (ifraz ile ... ada ... ve ... parsel ) sayılı taşınmazın zemininin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/1-f maddesi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden bilimsel yolla değerinin tespit edilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Bu nedenle davacı idare vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Şöyle ki;
    1-2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, bozma öncesi tespit edilen bedelden acele el koyma kararı ile tespit edilen bedelin mahsubu sonrası kalan bedele dava tarihinden dört ay sonrası olan 10.11.2015 tarihinden ilk karar tarihi olan 22.12.2015 tarihine kadar faiz işletilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi,
    Doğru değil ise de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden,
    a)Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2-a nolu bendinin tümüyle çıkartılmasına yerine (Bozma öncesi tespit edilen 489.106,04TL bedelden acele el koyma kararı ile tespit edilen bedelin mahsubu ile 46.769,91TL bedele 10.11.2015 tarihinden ilk karar tarihi olan 22.12.2015 tarihine kadar, bozma sonrası tespit edilen bedelden mahkemece ilk kararla tespit edilen bedelin mahsubu sonrası oluşan fark 277.191,58TL bedelin davalıya ödenmesine, 277.191,58TL fark bedele 10.11.2015 tarihinden karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesine,) cümlesinin yazılmasına,
    b)Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının; 7 numaralı bendinin çıkarılmasına,
    Bent numaralarının buna göre teselsül ettirilmesine,
    Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 15/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.