Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/9517
Karar No: 2018/310
Karar Tarihi: 17.01.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/9517 Esas 2018/310 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2017/9517 E.  ,  2018/310 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesini, davalının ücret alacaklarını ödememesi nedeni ile haklı sebeple feshettiğini belirterek kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, asgari geçim indirimi ve ücret alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacının kendi rızası ile iş kurmak için istifa ederek işten ayrıldığını, tüm alacaklarının ödendiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Davacı işçinin fazla mesai ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
    Fazla çalışma yaptığını, iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla mesai yapıldığı iddia edilen çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle iş yerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
    Dosya içeriğine göre, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, fazla mesai ücreti alacağı davacı tanıklarının beyanlarına göre hesaplanmıştır. Ancak beyanları esas alınan bu tanıkların hesaplamaya konu döneminin tamamında davacı ile birlikte çalışmadıkları anlaşılmaktadır. Bu durumda; tanıkların davalı işyerinde çalışma sürelerini gösteren Sosyal Güvenlik Kurumu Kayıtları temin edilmeli, davacı ile birlikte çalıştıkları sürelerle bağlı kalınarak fazla çalışma ücreti alacağı konusunda bir değerlendirme yapılmalıdır. Zira tanıklar ancak kendi çalışma dönemlerindeki çalışma şekli ile ilgili bilgi sahibi olabilirler ve tanıklıklarına ancak kendi çalışma dönemleri ile sınırlı olarak itibar edilebilir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    3-Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
    Öte yandan, kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
    Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
    10.04.1992 gün ve 1991/7 esas 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve 6100 sayılı HMK"nın 298. maddesi uyarınca hüküm fıkrası ile gerekçe arasında veya tefhim edilen kısa karar ile gerekçe arasında çelişki olması bozma sebebidir.
    Dosya içeriğine göre kısa kararın hüküm fıkrasında kıdem tazminatına fesih tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmiş, gerekçeli kararda ise anılan alacağa faiz işletilmemiştir. Tefhim edilen kısa karar ile gerekçe arasındaki bu çelişki bozma sebebidir. Ayrıca hüküm fıkrasında kabul edilen alacakların dava ve ıslah ile talep edilen miktarlarının gösterilmemiş olması hatalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 17.01.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi