10. Hukuk Dairesi 2019/3625 E. , 2019/6045 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, iş kazasının tespitiyle, kaza nedeniyle gelir bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece ilamda belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece verilen ilk kararda; “Davanın tavzihen kabulü ile, davacı ..."in 06.03.2004 tarihinde maruz kaldığı olayın iş kazası olarak kabulü ile, maluliyetinin %36,2 olduğunun tespitine,” karar verilmiş, davalının temyizi üzerine, Dairemizin 2014/22674, 2014/25103 E-K sayılı ilamıyla eksik araştırma ve inceleme nedeniyle karar bozulmuş, yeniden yapılan yargılamada bu kez, “Davacının 06.03.2004 tarihinde maruz kaldığı kazanın iş kazası olduğunun ve davacının bu kaza nedeniyle sürekli iş görmezlik oranının %36,2 olduğunun tespitine, Davacıya geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle dava tarihini takip eden aybaşından itibaren kendisine gelir bağlanması gerektiğinin tespitine” şeklinde karar verilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı SGK vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir. (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı). Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki KURU, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, ... Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 ..., 1974, sayfa 395 vd.) Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Mahkeme tarafından verilen ilk kararda davacıya gelir bağlanmasına yönelik hüküm tesis edilmemiş olması nedeniyle davalı lehine usuli kazanılmış hak durumu mevcut olup, buna uygun şekilde karar tesis edilmesi gerekirken yazılı şekilde davacıya gelir bağlanması gerektiğinin tespitine dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne varki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
S O N U Ç : Hüküm fıkrasının 1. bendinin 2. cümlesindeki “-Davacıya geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle dava tarihini takip eden aybaşından itibaren kendisine gelir bağlanması gerektiğini TESPİTİNE,” ibaresinin silinmesine ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.