14. Hukuk Dairesi 2016/6276 E. , 2018/6693 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı aleyhine 03.07.2015 gününde verilen dilekçe ile tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın görev yönünden reddine dair verilen 01.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, ... İli, ... İlçesi, 3793 ada 4 parsel sayılı taşınmazda bulunun davalı idarenin payını satın aldığını, borcun tamamını ödediğini iddia ederek, dava konusu taşınmazdaki davalı payının iptali ile adına tescilini istemiştir.
Davalı vekili, davaya bakmaya idare mahkemesi"nin görevli olduğunu, davacıya 4 parsel sayılı taşınmazda tapu tahsis belgesine dayalı olarak 257 metrekare pay devrinin gerçekleştirildiğini, davacının eşi dava dışı..."ya dava konusu taşınmazda 06.02.1986 gün ve 17384 numaralı tapu tahsis belgesi ile 318 metrekare yer verildiğini, ..."nın tahsise konu hakkını davacıya 12.04.2000 gün ve ... yevmiye sayılı taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile devrettiğini, ancak aradan geçen süreye rağmen tapu tahsis belgesi karşılığı payın bedelinin ödenmediğini, ... kesintisinin uygulanmadığını, ayrıca dava konusu taşınmazda 3.kişiye ait bir yapı bulunduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu uyuşmazlığa bakmaya idare mahkemesinin görevli olduğundan bahisle davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14-763-864 sayılı kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir. Tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için; hukuki yönden geçerliliğini koruyan bir tapu tahsis belgesinin bulunması, tahsise konu yerde 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca imar planı veya 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasa uyarınca ıslah-imar planlarının yapılmış olması, ilgilisine, tapu tahsis belgesi gereğince bir başka yerden tahsis yapılmamış olması, tahsise konu yerin kamu hizmetine ayrılmamış ve imar planına göre konut alanında kalmış olması, tahsise konu yer ile tescili istenilen taşınmazın aynı yer olup olmadığı ve taşınmazın niteliklerinin belirlenmesi amacıyla mahallinde uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılması, tahsise konu arsa bedelinin ödenmiş olması, ödenmemiş ise taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanarak hükümden önce mahkeme veznesine veya belirlenecek tevdi mahalline depo edilmiş olması, imar parsellerinin oluşturulması sırasında, şuyulandırmaya tabi tutulan parselden 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasanın 18/b-c maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payı kesilip kesilmediğinin, kesilmiş ise uygulanan oranın saptanması gerekir.
Yukarıda belirtilen koşullar doğrultusunda yapılacak inceleme sonucunda, tescil isteğinin kabulü için yasal koşulların oluştuğu kabul edildiği takdirde, 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasanın 10/C-2 maddesi gereğince tahsise konu yerde uygulanan düzenleme ortaklık payının (...) davacıyı da bağlayıcı nitelikte olduğu dikkate alınarak tahsis miktarından bu oranda yapılacak indirimden sonra kalan miktarın tesciline karar verilmelidir.
Somut olayda; tapu kayıtları üzerinde mülkiyet değişikliğine neden olacak bu gibi davaların çözümü adli yargının görevine girer. Uyuşmazlık mahkemesinin 06.12.1999 gün ve 1999/33-39 sayılı kararında da, tapu tahsis belgesine dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil davalarının adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle, mahkemece, işin esasına girilerek taraf delilleri toplanıp değerlendirildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davanın idari yargının görev alanına girdiğinden söz edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.10.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.