11. Hukuk Dairesi 2016/14614 E. , 2018/5794 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Tüketici Mahkemesi’nce verilen 18/03/2016 tarih ve 2014/1748-2016/231 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin, çalıştığı şirket tarafından ...’de düzenlenecek olan toplantıya katılmak üzere ...’dan ...’e uçakla seyahat ettiğini, ... ...limanına indiğinde ...ı bulamadığını ve durumu yetkililere ilettiğini, yetkililer tarafından yapılan araştırma neticesinde ... kaybolduğunun tespit edildiğini, akabinde müvekkilince kaybolan eşyalarının değeri olan 3.695,00 TL’nin tarafına verilmesi için davalıya başvuruda bulunulduğunu ancak davalı tarafça, kaybolan eşyalara karşılık olarak 680,00 TL ödenebileceğinin bildirildiğini, davalı yanca bildirilen bedelin kaybolan eşyaların gerçek değerini yansıtmadığını, eşyaların gerçek değerinin davacıya iadesi gerektiğini, öte yandan söz konusu toplantının davacının çalıştığı şirketin tüm üst düzey yöneticilerin katıldığı ve resmi kıyafetle katılımın zorunlu olduğu önemli bir toplantı olduğunu, ... kaybolması sebebiyle davacının bu toplantıya gündelik kıyafetlerle katılmak zorunda kalarak çalıştığı şirkette prestij kaybına uğradığını ileri sürerek, 3.335,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın 31/08/2014 tarihinde itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ... ... hükümleri gereğince bagaj için önceden bir beyan yapılmadığından ve sigorta yaptırılmadığından bilet ve bagaj fişine göre müvekkili taşıyıcı için öngörülen sınırlı sorumluluk limitleri dahilinde davacının ancak ve sadece gerçek zararını talep edebileceğini, bunun yanı sıra bagaj içindeki eşyaların kaybı nedeniyle kişilik haklarına yönelmiş bir saldırı söz konusu olamayacağından manevi tazminat isteminde de bulunamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve bilirkişi raporu doğrultusunda, ... ...u gereğince, davalının taşımadan kaynaklanan sorumluluğunun sınırlı bir sorumluluk olduğu ve bu sorumluluğun kilogram başına 17 ... ile sınırlı tutulduğu, davacının 13 kilogramlık ...ın taşıma esnasında kaybolduğu ve daha fazla zarar oluştuğunun davacı tarafça ispatlanamadığı buna
göre sınırlı sorumluluk ilkesi gereğince belirlenen 887,97 TL’nin maddi tazminat olarak talep edilebileceği, davacı tarafça manevi tazminat talebinde bulunulmuşsa da davalı şirket tarafından zarar verme kastı taşımadan gerçekleştirilen sözleşmeye aykırı bir davranışının manevi olarak ne tür bir zarara sebebiyet verdiği hususun somut olarak ortaya konulup ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 887,97 TL maddi tazminatın 31/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, ... ... yolu taşımasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un 2. maddesinde, kanun kapsamının tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamalar olduğu belirtilmiş, zikredilen yasanın 3/1-l bendinde tüketici işlemi; “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” şeklinde açıklanmış, aynı Yasa"nın 3/1-k bendinde ise tüketici; “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” şeklinde tanımlanmıştır.
6102 sayılı ...’nın 4/1-a. maddesiyle, ticaret kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava niteliğinde olduğu hüküm altına alınmış, aynı Yasa"nın 5/1. maddesinde ise asliye ticaret mahkemelerinin tüm ticari davalara bakmakla görevli olduğu belirtilmiştir. Somut olayda davacı, çalıştığı şirket tarafından ...’de düzenlenen toplantıya katılmak için davalıdan uçak bileti almış olup, mesleki amaçlarla hareket ettiği için tüketici olarak kabul edilemez. Taşıma işleri 6102 sayılı ...’nın 4. kitabında düzenlemiş olup, somut uyuşmazlık, taşıma ilişkinden kaynaklanan ticari dava niteliğindedir.
Görev hususu kamu düzeninine ilişkin olup, yargılamanın her safhasında re"sen gözetilmelidir. Bu itibarla, mahkemece davalıyla yaptığı işlem bakımından mesleki amaçlarla hareket eden davacının tüketici olarak kabul edilemeyeceği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın taşıma sözleşmesinden kaynaklanan ticari dava niteliğinde olduğu ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un uygulanmasını gerektirir bir hususun bulunmadığı nazara alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle hükmün res"en BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 27/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.