4. Hukuk Dairesi 2016/319 E. , 2017/6586 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... (kendisine asaleten ...velayeten) vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 09/04/2015 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırıdan dolayı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 27/10/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) 6100 sayılı HMK"nın 297. maddesi uyarınca; tarafların kimlikleri ile varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadlarının karar başlığında gösterilmesi; hüküm sonucu kısmında ise taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak nitelikte belirtilmesi gerekir. Bu yön, kamu düzenine ilişkindir.
Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilmeyerek, infazda tereddüt oluşturacak şekilde davacılardan ... ...’in isim ve bilgilerinin karar başlığında gösterilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden hükmün bu sebeple bozulmasını gerektirmiştir.
2-) Davacılar vekili; müvekkili olan ... ile davalının 1997 yılında evlendiklerini, diğer müvekkili olan ... ...’in evlilik birliği içinde dünyaya geldiğini, tarafların evliliklerinin 2009 yılında sona ermesi ile müşterek çocuklarının velayetinin annesi olan ...’ye verildiğini, davalının 2013 yılında ... ...’in babası olmadığını ileri sürerek soybağının reddi davası açtığını, açılan davada alınan Adli Tıp Kurumu raporuna göre ... babasının %99.9 oranında davalı olduğunun tespit edildiğini ve müvekkillerinin kötüniyet ile açılan bu dava nedeniyle manevi zarar gördüğünü beyan ederek, tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalının eyleminin hak arama özgürlüğü sınırları içerisinde olduğu gerekçesi ile istemin reddine karar verilmiştir.
Anayasa"nın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz.
Dava dosyasının incelenmesinde; davacılardan ... ile davalının 2009 yılında boşandıkları ve davalının, 2013 yılında müşterek çocukları olan diğer davacının babasının kendisi olmadığını ileri sürerek nesebin reddi davası açtığı ve alınan Adli Tıp Kurumu raporuna göre babanın %99.9 oranında davalı olduğunun tespit edilmesi ile ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/58 esas ve 2013/873 sayılı kararı ile bu davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Şu durumda; makul ve yeterli bir gerekçe olmadan, evlilik birliği içinde dünyaya gelen müşterek çocuğun babasının kendisi olmadığı şeklinde ağır bir isnadın ileri sürülmesi ve sonuçta bu davanın reddedilmiş olması karşısında, salt hak arama özgürlüğü gerekçesiyle davanın reddedilmiş olması doğru değildir. Davaya konu eylemin hukuka aykırı olduğu ve kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği sonucuna varılarak, davacılar yararına somut olaya uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile istemin reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1-2) sayılı bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 31/10/2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum.31/10/2017