Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2013/802
Karar No: 2014/391
Karar Tarihi: 26.03.2014

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/802 Esas 2014/391 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2013/802 E.  ,  2014/391 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Antalya 5.Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 27/11/2012
    NUMARASI : 2012/571 E-2012/530 K.

    Taraflar arasındaki “tapu iptali ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Antalya Asliye 5.Hukuk Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 22.09.2011 gün ve 2010/479 E-2011/290 K. sayılı kararın incelenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1.Hukuk Dairesi’nin 11.06.2012 gün ve 2012/2082 E-2012/7045 K. sayılı ilamı ile;
    (...Dava; hata hukusal nedenine dayalı iptal tescil isteğine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 7970 Ada, 3 parsel sayılı taşınmazın paylı mülkiyet üzere olduğu, davanın tarafları ile dava dışı kişilerin taşınmazda paydaş oldukları, buna göre davacı Ethem"in taşınmazda 661/39200, diğer davacı Hasan"ın 319/2400, davalı Salih"in ise 2953/58800 oranında pay maliki iken dava dışı kişilerle birlikte yüklenici ile yaptıkları kat karşılığı inşaat sözleşmesi neticesinde bağımsız bölümlerin oluştuğu ve A Blok E-14 nolu dükkanın davacı Hasan ile davalı Salih"e, 4 ve 7 nolu meskenlerin ise belirli paylar ile her üçü adına sicil kaydının oluşturulacağı sözleşme ile kararlaştırılmasına karşın kat irtifakına geçilirken payların yanlış belirlendiği ileri sürülerek eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
    Mahkemece; yapılan keşif neticesinde elde edilen bilirkişi raporları arasında paylar bakımından çelişki bulunmasına rağmen anılan çelişki giderilerek bilirkişi raporları esas alınmak suretiyle hüküm kurulması gerekirken teknik bilgiyi gerektiren bu durum, başka bir ifadeyle 6100 sayılı 266.maddesi (HUMK"nun 275.maddesi) hükmü gözardı edilerek mahkemece kendiliğinden hesap yapılarak sonuca gidilmiş olmasının doğru olduğu söylenemez.
    O halde; öncelikle bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi ve tarafların kat irtifakına geçilmeden önceki taşınmazdaki paylarının hangi oranda kat irtifakı oluşmasından sonraki arsa payına yansıması gerektiğinin saptanması ve elde edilecek veriler doğrultusunda neticeye gidilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir.
    Davalı tarafın bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir.…)
    gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, hata hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacılar vekili, davacıların paylı mülkiyetle maliki oldukları 7970 ada 3 parsel nolu taşınmazda dava dışı şirketle kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, sözleşmeye göre 4, 7 ve 14 nolu bağımsız bölümlerin davalı ile birlikte davacılara verilmesinin kararlaştırıldığını, ancak tapu kayıtları oluşturulurken tapu paylarının gözetilmediğini, 14 nolu bölümde davacı Ethem adına hiç pay oluşturulmadığını ileri sürerek, her üç bağımsız bölüm üzerinde arsa payları oranında hisse sahibi olacak şekilde tapu iptali ve tescil istemiştir.
    Davalı, dava konusu her üç taşınmazda da davacılarla birliktre pay sahibi olmaları gerektiğini, hesaplamada kendisinden kaynaklanan hata olmadığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 7970 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tapu tedavül kaydına göre davacı Hasan’ın 319/2400 ; davacı Ethem"in 661/39200 ; davalı Salih"in 2953/58800 payının maliki oldukları; 28.05.2009 tarihinde dava dışı şirketle yapılan düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile 4,7 ve 14 nolu bağımsız bölümlerin davacılar ve davalıya verilmesinin kararlaştırıldığı; 15.12.2009 tarihinde kat irtifakı kurulması ile 4 nolu bağımsız bölümde taraflar adına 1/3’er pay; 7 nolu bağımsız bölümde davacı Ethem adına 2257/11076 pay, davalı Salih adına 1709/3692 pay, davacı Hasan adına 1/3 pay; 14 nolu bölümde ise davacı Hasan adına 1960/5879 pay, davalı Salih adına ise 3919/5879 pay tescil edildiği,davacı Ethem"e hiç pay verilmediği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece alınan 21.04.2011 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; 953/352800 arsa paylı 4,7 ve 14 nolu bağımsız bölümde Ethem"in 953/352800 payına karşılık 6,088 m2; 4,7 ve 14 nolu bağımsız bölümde Hasan"ın arsa payı ve 7512/352800 olan hissesine karşılık 47,99 m2 ; 4,7 ve 14 nolu bağımsız bölümde davalı Salih"e 2838/352800 arsa payı ve hissesine karşılık 18,14 m2 alan isabet ettiği belirtilmiştir. 30.06.2011 tarihli ek raporda ise, 4 ve 7 nolu bağımsız bölümlerde 11303/352800 arsa paylarına karşılık, davacı Ethem adına 953/11303 payına 6,09 m2; davalı Hasan adına 7512/11303 arsa payına karşılık 47,99 m2; davalı Salih adına 2838/11303 payına karşılık 18,14 m2; 14 nolu bağımsız bölümde ise 11304/352800 arsa payına karşılık davacı Ethem adına 954/11304 payına karşılık 6,09 m2; davacı Hasan adına 7512/11304 payına karşılık 47,99 m2; davalı Salih adına 2838/11304 paya karşılık 18,14 m2 pay olmak üzere toplam 33910/33910 payda 216,66 m2 alan isabet edeceği hesaplanmıştır.
    Mahkemece bilirkişi raporunda küsuratlı hesaplama yapıldığı bu nedenle itibar edilmediği belirtilerek; davacı ve davalıların kat irtifakı tesisinden önceki tapu pay oranları aynı paydada eşitlenmek suretiyle bir hesaplama yapılmak suretiyle hüküm kurulmuştur.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297/son (mülga 1086 sayılı HUMK"nun 388/son ) maddesi uyarınca; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” Mahkemece kurulan hüküm bu haliyle infazda tereddüt uyandıracak niteliktedir.
    O halde, mahkemece uzman bilirkişiye denetime elverişli rapor düzenlettirilmek suretiyle, tarafların kat irtifakına geçilmeden önceki taşınmazdaki paylarının hangi oranda kat irtifakı oluşmasından sonraki arsa paylarına yansıması gerektiği saptanarak sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinen Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma ilamına uyularak karar verilmesi gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup, direnme kararı bozulmalıdır.
    Hukuk Genel Kurulu görüşmeleri sırasında bir kısım üyeler tarafından mahkemece yapılan hesaplamanın yeterli olduğu, hükmün onanması gerektiği ileri sürülmüşse de, bu görüş yukarıda açıklanan gerekçelerle kurul çoğunluğu tarafından kabul görmemiştir.
    S O N U Ç : Davalının temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının Özel Daire bozma ilamında gösterilen nedenlerden dolayı, 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı kanunun 440.maddesi uyarınca hükmün tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 26.03.2014 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
    KARŞI OY YAZISI
    Dava, hata hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
    Uyuşmazlık, tarafların paylı mülkiyet hükümlerine göre malik oldukları taşınmazda, kat irtifakı sırasında oluşan bağımsız bölümlerdeki paylarının, kat irtifakının kurulmasından önceki tapuda yazılı paylarına uygun düşüp düşmediği, bilirkişi raporları arasında çelişki bulunup bulunmadığı ve mahkemece yapılan pay hesabının doğru verilere dayanıp dayanmadığı noktasındadır.
    Kat irtifakının kurulmasından önce, dava konusu taşınmazda davacı E.. Ç..; 661/39200, davacı H.. P.. 319/2400, davalı S.. Ç.. ise 2953/58800 pay sahibidirler. Yüklenici ile yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesiyle A blok 14 nolu dükkan ile 4 ve 7 nolu meskenlerin taraflara ait olacağı kararlaştırılmış ve taşınmaz üzerinde kat irtifakı kurulmuştur. Sözleşmeleri davalı şahsen, davacılar adına ise vekilleri Veysi Kolo imzalamıştır. Kat karşılığı inşaat sözleşmesinde tarafların pay durumları gösterilmemiştir.
    Kat irtifakı kurulurken 14 nolu dükkanda davacı E.. Ç.."ya pay verilmemiş, davacı H.. P.."ya 5879 pay üzerinden 1960 pay, davalı S.. Ç.."ya ise 3919 pay verilmiştir. 4 nolu meskende, taraflara 1/3"er olmak üzere eşit pay verilmiş, 7 nolu meskende ise, davacı E.. Ç.."ya 11076 payda üzerinden 2257 pay, davacı H.. P.."ya 1/3 pay, davalı S.. Ç.."ya 3692 pay üzerinden 1709 pay verilmiştir.
    Taraflara verilen bu payların, tapu kayıtlarındaki pay oranlarına uygun düşmediği çok açıktır. Ortada düzeltilmesi gereken madddi hata söz konusudur. Esasen bu yönde yerel mahkeme ile özel daire arasında uyuşmazlık yoktur.
    Mevcut hatanın düzeltilmesi için mahkemece dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yapılmış, bilirkişiden asıl ve ek rapor alınmıştır. Ek raporda metrekare üzerinden yapılan hesaplama ile tarafların payları gösterilmiştir. Bu hesaplama gerçeğe yakındır, ancak yöntemi yanlıştır.
    Mahkemece, doğru yöntem kullanılarak, tarafların kat irtifakından önceki pay oranlarına göre hesaplama yapılmıştır. Aynı bilirkişiden alınacak 2. ek rapor ya da başka bilirkişiden alınacak rapor bu aşamadan sonra dosyaya olumlu katkı sağlamayacaktır.
    Bilindiği üzere, pay ve payda aynı sayıyla çarpılır veya aynı sayıya bölünürse pay oranı değişmez, aynı kalır. Mahkemece matematiksel bu gerçek kullanılarak, ortak payda 117600 olarak bulunmuş ve buna göre davacı E.. Ç.."nın payı 1983, davacı H.. P.."nın payı 15631, davalı S.. Ç.."nın payı ise 5906 olmuştur.
    Tarafların toplam payı 23520 olduğundan her bir bağımsız bölüm yönünden davacı E.. Ç.."ya 1983 pay, davacı H.. P.."ya 15631 pay, davalı S.. Ç.."ya ise 5906 pay verilmek suretiyle payların düzeltilmesi gerekmektedir.
    Mahkemenin hesaplama yöntemi ve bulduğu pay oranları doğrudur. Gerekçesi denetime elverişlidir. Çelişkili raporlar söz konusu değildir. Aynı bilirkişiden asıl ve ek rapor alınmıştır. Ek rapordaki hesaplama yöntemi metrekare hesabına dayandığından farklı rakamlara ulaşılmıştır. Ancak, bulunan bu rakamların mahkemenin bulduğu rakamlara orantılanması halinde aynı sonuca ulaşılmakta olup, fark metrekarenin binde biri kadardır.
    Bu nedenle, yerel mahkemenin direnme kararı usul ve yasaya uygun olup, onanması gerekirken, bozulmasına dair sayın çoğunluğun değerli görüşüne katılamıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi