Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/9706 Esas 2018/5966 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/9706
Karar No: 2018/5966
Karar Tarihi: 27.06.2018

Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/9706 Esas 2018/5966 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık olan bir grup kişi, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm giymiştir. Ancak mahkeme, bazı sanıkların suçlarını işlemediklerine dair yeterli kanıt olmadığı gerekçesiyle beraat kararı vermiştir. Bazı sanıklar ise sadece resmi belgede sahtecilik suçundan mahkum edilmiştir. Ancak mahkeme kararında, belirli kanun maddelerinin yanlış uygulanması sebebiyle davada hatalı sonuçlar elde edildiği belirtilmiştir. Suçlanan sanıkların işlemediği suçlardan beraat etmeleri doğru olsa da, resmi belgede sahtecilik suçundan mahkum edilen sanıkların hükümleri bozulmuştur.
Kanun maddeleri:
- 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 9. maddesi
- 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu'nun 2-A ve 47. maddeleri
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 204/1, 204/2, ve 207. maddeleri
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi'nin 1. fıkrasının (c) bendi
11. Ceza Dairesi         2016/9706 E.  ,  2018/5966 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Sanıklar ..., ..., ..., Betül Akkayaoğlu, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... haklarında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından; beraat
    Sanıklar ... ve ... haklarında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan; beraat
    Sanıklar ... ve ... haklarında resmi belgede sahtecilik suçundan; mahkumiyet


    A- Sanıklar ..., ..., ..., ..., Betül Akkayaoğlu, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik Cumhuriyet savcısı ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Yüklenen suçların sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı, dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek, kabul ve takdir kılınmış olduğundan Cumhuriyet savcısı ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
    B- Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik Cumhuriyet savcısı ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın ..."ya ait işyerinde fiilen çalıştığının , yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin anlaşılması karşısında; Cumhuriyet savcısı ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibarıyla doğru hükmün istem gibi ONANMASINA,
    C) Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik Cumhuriyet savcısı ve katılan vekilinin; sanıklar ... ve ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik ise, sanık ... ve sanık ... ile müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    ..., Betül Akkayaoğlu, ..., ..., ..., ..., ..., ..."nun gerçek anlamda çalışan olmadıkları halde, serbest muhasebeci ve mali müşavir olan sanık ... ve çalışanı olan sanık ... tarafından sanıklar ... ve ..." in işyerlerinde çalışmış gibi sigortalı olarak gösterilip, gerçeğe aykırı olarak “Sosyal Sigortalar Kurumu İşe Giriş Bildirgesi” tanzim edilerek katılan kuruma vermek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işledikleri iddia edilen olayda; sanıkların suçlamaları kabul etmemeleri , suça konu edilen işe giriş bildirgelerinin dosya kapsamında bulunmaması ve suça konu işe giriş bildirgesi üzerinde imzaların aidiyetine ilişkin herhangi bir inceleme yaptırılmamış olması karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi bakımından;
    1) Suça konu işe giriş bildirgelerinin kim tarafından ve e-bildirge veya ıslak imzalı olarak fiziken mi verildiğinin, ... " ndan sorulması, fiziki olarak verildiğinin tespiti durumunda; suça konu belge asılları dosya arasına alınıp, belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğundan, suça konu belge asılları incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve aldatıcılık niteliğinin olup olmadığının değerlendirilmesi,
    2) Suça konu edilen işe giriş bildirgelerinin yazılı olarak verilmiş olduğunun tespiti halinde, belge üzerindeki sanıklara atfen atılan imzaların ve yazıların sanıklara ait olup olmadığı hususunun sanıklardan sorulması, inkâr etmeleri durumunda konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini yerine, eksik inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
    3) Kabule göre de;
    a- İşe giriş bildirgesi verme yükümlülüğünün suç tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu"nun 9. maddesi uyarınca işverene ait olması, 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu"nun 2-A maddesinde belirtilen "muhasebecilik ve mali müşavirlik mesleğinin konusu" kapsamındaki işlerden olmaması nedeniyle, aynı Kanunun 47. maddesine göre, sözü edilen meslek mensuplarının görevleri sırasında veya görevleri sebebiyle işledikleri suç kapsamında sayılamayacağı; belgelerin e-bildirge şeklinde verilmesi halinde, sahte oluşturulmuş maddi varlığı haiz, somut bir belge olmadığından eylemin bu hali ile TCK"nın 244/2-3. maddelerinde düzenlenen sisteme veri yerleştirme suçunu oluşturacağı; fiziki olarak ıslak imzalı olarak verilmiş ise eylemlerin sübutu halinde TCK"nın 207. maddesinde düzenlenen “özel belgede sahtecilik” suçunun oluşacağı gözetilmeden, sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK"nın 204/2 maddesi, ... hakkında ise, aynı yasanın 204/1 maddesi kapsamında mahkûmiyetlerine hükmolunması,
    b) 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısı, katılan vekili, sanık ... ve sanık ... ile müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.