7. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/24919 Karar No: 2014/5681 Karar Tarihi: 11.03.2014
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2013/24919 Esas 2014/5681 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, Gürcistan Geocell şirketinde montaj teknisyeni olarak çalışırken iş akdinin haklı bir neden olmadan feshedildiği gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatı ile ödenmeyen ücret, fazla çalışma ve hafta tatili alacaklarını talep etmiştir. Davalı ise davacının önce işi bıraktığını sonra geri döndüğünü ancak sonrasında gelmeyerek işe son verildiğini savunmuştur. Mahkeme kararında, gerekçeli karar ile hüküm fıkrası arasında aykırılık olduğu ve bu aykırılığın giderilmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulması gerektiği kararına varılmıştır. Kararda atıfta bulunulan kanun maddeleri ise Anayasanın 141’inci maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297’nci maddesidir.
7. Hukuk Dairesi 2013/24919 E. , 2014/5681 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Hatay İş Mahkemesi(Müstemir Yetkili) Tarihi : 18/04/2012 Numarası : 2007/281-2012/217
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Davacı davalıya ait Gürcistan Geocell(GSM baz istasyonu kurulması) iş yerinde 21.04.2006-1.5.2007 tarihleri arasında aylık 1400 USD üretle montaj teknisyeni olarak çalıştığını, iş akdinin davalı işverence haklı bir neden bulunmaksızın feshedildiğini bildirerek kıdem ve ihbar tazminatı ile ödenmeyen ücret fazla çalışma ve hafta tatili alacaklarının tahsilini istemiştir. Davalı davacının 27.04.2006 tarihinde işe başladığını, 30.10.2006 tarihinde işi beğenmediğini söyleyerek ayrıldığını, 15.11.2006 tarihinde yeniden işe başladığını daha sonra işi bırakakark Türkiye"ye dönüp 24.11.2006-23.1.2007 dönemini kapsayan istirahat raporu gönderdiğini, 1.2.2007 tarihinde iş başı yapacağını beyan ettiğini, bu sözüne güvenilerek sigortaya bildirim yapıldığını ancak gelip işe başlamadığnı Mart 2007 tarihinde işe son verildiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Anayasanın 141"nci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrasının birbirine aykırı olmaması gerekir. Somut olayda mahkemece kısa kararda net 2.162,68 TL ihbar tazminatı ile 2.514,1221 hafta tatilinin faiziyle davalıdan tahsiline fazla talep ile diğer istemlerin reddine, yöntemince açılmış bir dava olmadığından karşı dava hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, gerekçeli kararda ise Mahkemede görülmekte olan 2007/185 Esas nolu dosyaya ait kısa kararın sehven bu dosyanın hüküm fıkrası olarak kaydedilmesi nedeniyle kısa karar ve uzun karar arasında çelişki olmaması için düzeltme yoluna gidilmediğinden söz edilerek kısa karara uygun hüküm fıkrası kurulmak suretiyle gerekçe ile hüküm fıkrası arasında aykırılık oluşturulmuştur. Yapılacak iş; Bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerççeğe ve hukuka uygun bur karar vermektir. O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kubul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 11/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.