Hukuk Genel Kurulu 2013/607 E. , 2014/384 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 20.Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03/10/2012
NUMARASI : 2012/353 E-2012/446 K.
Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 20.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 07.06.2011 gün ve 2010/99 E.-2011/198 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 18.Hukuk Dairesinin 05.03.2012 gün ve 2012/872 E-2012/2188 K. sayılı ilamı ile:
(...Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının, davalı vakıftan emekli olması nedeniyle alması gereken emekli aylığı için fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 1.000 TL alacağın yasal faiz ve masraflarla davalı taraftan tahsilini istemiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Dava konusu TEK Vakfı"nın yürürlükteki senedinin 3/ı maddesinde, amaçlarından biri olarak (yönetmeliklerdeki yükümlülükleri yerine getiren) üyelerine emekli aylığı bağlanacağı; vakfın davacının emekli olduğu tarihlerde yürürlükte bulunan krediler yönetmeliğinin 35.maddesinin ikinci fıkrasında ise, bu aylığın miktarının yönetim kurulu tarafından sosyal güvenlik yardımları bölümünün kaynak ve mevcutlarının nemalandırma durumu dikkate alınarak her yılın ocak ayında belirleneceği düzenlenmektedir.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacı H.. A.."ın TEK Vakfı"nın emekli üyesi olduğu, 31.07.2002 tarihinde emeklilik işleminin yapıldığı, bu tarihte kendisine vakıf yönetimi tarafından bir miktar ödemede bulunulduğu anlaşılmaktadır. Dosya kapsamından TEK Vakfı senedinin ilgili hükümlerine göre, üyelerine emekli maaşı olarak en son 55 TL"den ödeme yapılırken Krediler Yönetmeliği"nin 35.maddesinin 2.fıkrasındaki verdiği yetkiye dayanılarak yönetim kurulu tarafından 07.03.2006 gün 63 sayılı alınan karar ile emeklilik aylığı 01.01.2006 tarihinden itibaren 5 TL olarak belirlenmiştir. Vakıf yönetim kurulunun emekli aylığını değiştiren bu kararı iptal edilmediğinden halen yürürlüktedir. Mahkemece davacının vakıftan emekli olduğu tarihten 01.01.2006 tarihine kadar aylık 55 TL, bu tarihten sonrası için aylık 5 TL baz alınarak varsa davalı Vakıfça bu emekli aylığı için ödenen miktarda düşülmek suretiyle bu hususta bilirkişiden yeniden rapor alınıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak eksik araştırma sonucunda karar verilmesi doğru görülmemiştir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, vakıf üyeliği nedeni ile hak sahibine ödenmesi gereken maaşların tahsili isteminden ibarettir.
Davacı vekili, müvekkilinin, davalı vakıftan emekli olması nedeniyle alması gereken emekli aylığı için fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 1.000 TL alacağın yasal faiz ve masraflarla davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vakıf vekili, müvekkilinin 1973 yılında kurulduğunu, amacının, üyelerinin ve bakmakla yükümlü bulundukları eş ve çocuklarıyla, öz ana-baba ve kardeşlerinin muayene, tedavi, ilaç vs tıbbi gereç ihtiyaçları ile sosyal ihtiyaçların karşılanması olduğunu, Vakıf Senedi’nin 1992 yılında değiştiğini, 3.maddesine (i) bendi ile; "sosyal dayanışma ve yardımlaşmayı gerçekleştirmek üzere, (çıkarılacak yönetmeliklerdeki yükümlülüklerini) yerine getiren üyelerine ve TEK personeline emeklilik aylığı bağlamak” hükmünün eklendiğini, 1995 yılında düzenlenen Krediler Yönetmeliği"nin 34 ve 35.maddelerinde "Sosyal Güvenlik Yardımı" başlığı altında "Emekli Maaşı Bağlanması" "Maaş Miktarı" alt başlıklarının düzenlendiğini, 1992 yılındaki senet değişikliği ile emekli maaşı ödemeleri yapıldığını, 2004 yılından sonra ayrılan üyelere, güncellenmiş aidatları ödenmek suretiyle emekli maaşı yerine peşin ve toplu ödeme yapıldığını, Vakıf Yönetim Kurulunun almış olduğu 07.03.2006 gün ve 63 sayılı karar ile emekli maaşlarının Ocak 2006 ayından itibaren aylık 5,00-TL olarak belirlendiğini, 23.08.2008 ve 20.06.2009 tarihli genel kurullarda aylık maaş ödemelerinin kaldırılmasına ve buna ilişkin yönetmelik değişikliklerinin yapılması için yönetim kuruluna yetki verilmesine karar verildiğini, 2004 yılından sonra emekli aylığı yerine toplu ödemeler yapıldığını, yapılan toplu ödemeleri de itirazı kayıtsız kabul ederek ilişkiyi sona erdirdiklerini, davacıya da toplu ödeme yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacıya toplu ödeme yapıldığı ve davacının toplu ödemeyi kayıtsız ve şartsız kabul ederek vakıfla ilişkisini sona erdirdiği buna göre davalının vakfı ibra ettiği gerekçeleri ile davanın reddine dair verdiği karar, davacı vekilinin temyizi üzerine, Özel Daire’ce metni aynen yukarıda başlık bölümünde alınan ilam ile bozulmuş, mahkemece önceki gerekçeler genişletilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararını, davacı vekili temyize getirmektedir.
Bozma ve direnme kararı kapsamlarına göre Hukuk Genel Kurul’u önüne gelen uyuşmazlık; davacının davalıdan olan alacağı nedeniyle, davalıyı ibra edip etmediği, davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı; buradan varılacak sonuca göre de mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Davacının, davalı vakfın üyesi olduğu, 31.07.2002 tarihinde emekliliğe hak kazandığı, emekli maaşı olarak 55 TL ödendiği, 07.03.2006 gün ve 63 sayılı Yönetim Kurulu kararı ile emeklilik aylığının 01.01.2006 tarihinden itibaren 5 TL olarak belirlendiği hususları tartışmasızdır.
Mahkemece, davacının emeklilik tarihinden, 01.01.2006 tarihine kadar aylık 55 TL, bu tarihten sonrası için aylık 5 TL üzerinden davacının alacağının hesaplanması, davalı Vakıfça bu kapsamda yapılan ödemelerde düşülmek suretiyle bu hususta bilirkişiden yeniden rapor alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma sonucunda karar verilmiş olması doğru değildir.
Bu nedenle; aynı hususlara değinen, Hukuk Genel Kurulu"nca da benimsenen Özel Daire bozma ilamına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup; direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen “ Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı kanun uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 19.03.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.