16. Ceza Dairesi Esas No: 2019/5681 Karar No: 2019/6199 Karar Tarihi: 15.10.2019
Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/5681 Esas 2019/6199 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık terör örgütüne üye olmadığı ancak örgüt adına suç işlediği suçlamasıyla yargılanmıştır. İlk yargılama sonucunda mahkumiyet kararı verilmiş, ancak Yargıtay'ın bozma ilamı sonrasında yeniden yargılama yapılmıştır. Yapılan yeniden yargılamada sanığa bozma kararı ve duruşma günü davetiyesi tebliğ edilmiş, ancak sanık duruşmaya gelmemiştir. Bu durum karşısında yargılama devam etmiş ve sanığın yokluğunda mahkumiyet kararı verilmiştir. Ancak bozma kararının lehe olduğu dikkate alınarak CMK 307/2 maddesi uyarınca cezanın tayini ve indirim yapılması sonrasında artırım yapılmamıştır. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun yapıldığı, delillerin hukuka uygun olarak elde edildiği, sanığın suçsuz olduğuna dair ileri sürdüğü nedenlerin başarılı olmadığı yönünde karar verilmiştir. Kararda TCK'nın 314/3, 220/6, 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, 62, 53/1-a-b-c-d-e, 58/9, 63 maddelerine atıfta bulunulmuştur.
16. Ceza Dairesi 2019/5681 E. , 2019/6199 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Suç : Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek Hüküm : Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 17.12.2013 tarih ve 2012/1004 E.ve 2013/16238 K. sayılı bozma ilamı üzerine yeniden yargılama neticesi TCK"nın 314/3, 220/6 maddesi delaletiyle 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, 62, 53/1-a-b-c-d-e, 58/9, 63 maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına yönelik Bölge Adliye Mahkemesince bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü; Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Yerel mahkemece, bozmadan sonra yapılan yargılamada, sanığa bozma kararı ve duruşma günü davetiyesinin tebliğ edildiği, sanığın davetiyeye rağmen duruşmaya gelmediğinin anlaşılması karşısında, bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan duruşmaya devam olunup sanığın yokluğunda yargılamanın sonlandırılması yargıtay bozma ilamının lehe olduğu dikkate alınarak CMK 307/2 maddesi gereğince; TCK.nın 314/2 maddesi uyarınca temel cezanın tayininden sonra TCK.nın 220/6 maddesi uyarınca cezanın indirilip sonra 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi sonuca etkili bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 K sayılı iptal kararının TCK"nın 53. maddesinin uygulanması yönünden infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanığın temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 15.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.