Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/11248
Karar No: 2021/1386
Karar Tarihi: 17.02.2021

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/11248 Esas 2021/1386 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2018/11248 E.  ,  2021/1386 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Kal

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada bozma sonrası yapılan yargılama sonunda Mahkemece, elatmanın önlenmesi yönünden kabul, kal yönünden feragat nedeniyle reddine karar verilmiş olup, hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    KARAR

    Davacı Hazine vekili, davalının ... ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan dere yatağı vasfındaki Devletin hüküm ve tasarrufu altında tahminen 4.636,34 m2 yüzölçümünde olan taşınmaza yapı yapmak ve duvar çekmek suretiyle tecavüzde bulunduğunu ileri sürerek davalının dava konusu yere elatmasının önlenmesine ve taşınmaz üzerindeki yapıların kaline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili; müvekkilinin ikamet ettiği ... köyünde kadastronun yapıldığını, ancak kimsenin adına köyiçi de dahil tapusunun bulunmadığını, ilçede 3010 dönüm diye tabir dilen taşınmazların köylüler arasında taksim edildiğini, dava konusu yerin de davalıya kaldığını, müvekkilinin bu taşınmazı kendi taşınmazı bilip, hiçbir ekonomik değeri olmayan dere yatağını ıslah ederek kullanılabilir hale getirdiğini, üzerinde konferans salonu, düğün salonu, restoran, kafeterya, akaryakıt istasyonu yaptığını, ilçe ekonomisine katkı sağladığını, bu yerin kendisine satılması için ... Müdürlüğüne müracaat ettiğini, Hazine adına tescil edilmesi şartıyla satılabileceği yönünde olumlu yanıt verildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; dava konusu yerin dere yatağında kalmadığı, davalının zilyetliği ve kullanımında olduğu, ihata duvarının da inşaatın yapımından önce meydana getirildiği, mevcut bir el atma olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, süresi içerisinde davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yapılan kanun yolu incelemesi neticesinde; Dairemizin 07.11.2014 tarihli ve 2014/15962 Esas, 2014/20446 Karar sayılı ilamı ile; yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya elverişli olmadığı, dosya içerisinde bulunan 06.01.2012 tarihli ziraat ve inşaat mühendisi bilirkişilerin birlikte sundukları raporda, dava konusu yerin öncesinde dere yatağı olduğunun belirtildiği, ancak yargılama aşamasında bu konuda jeolog bilirkişiden rapor alınmadığı, bu nedenle, dava konusu taşınmazın dere yatağından elde edilen yerlerden olup olmadığı veya derenin etkisi altında bulunup bulunmadığının, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gerektiği, hal böyle olunca yerinde yeniden keşif yapılması, taşınmazın dere yatağından elde edilen yerlerden olup olmadığı veya derenin etkisi altında bulunup bulunmadığının jeolog bilirkişi aracılığı ile tam olarak belirlenmesi, jeolog bilirkişiden taşınmazın önceki ve şu an ki niteliğini kesin olarak belirleyen gerekçeli, karşılaştırmalı ve Yargıtay denetimine açık bilimsel içerikli rapor alınması, ondan sonra taraflar arasındaki uyuşmazlıkla ilgili karar verilmesi gerektiği belirtilerek hüküm bozulmuştur. Mahalli mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; dava konusu ... ilçesi ... Köyü 73 nolu parselin ham toprak vasfında Maliye Hazinesine ait olduğu, bu parselin farklı zamanlarda yapılan dolgu malzemesiyle doldurma işlemleri sonucunda dereden elde edildiğinin bilirkişilerce tespit edildiği, kural olarak dere yataklarının devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu, somut olayda dere yatağından elde edilen ve mülkiyeti Maliye Hazinesine ait bir taşınmaz üzerine yapılan yapılar bulunduğu ve kal yönünden davacının feragat beyanında bulunduğu gerekçeleriyle ... ili, ... ilçesi, ... köyü 73 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 04.05.2017 tarihli fen bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 819,61 m2 ve B harfi ile gösterilen 179,40 m2 olan inşaatların dere yatağından kazanılan taşınmazlar üzerine yapıldığı, bu taşınmaz öncesinde dere yatağı olduğundan davalının müdahalesinin menine, kal talebinin ise reddine karar verilmiş, hüküm taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
    Dava, elatmanın önlenmesi ve kal istemlerine ilişkindir.
    Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden; dava konusu taşınmazın, dava açıldığı sırada tapusuz olduğu, dava açıldıktan sonra, 11.11.2011 tarihinde kayıt dışı kalmış yerlerin ihyası sebebiyle ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ham toprak vasfıyla 5.109,95 m2 yüzölçümlü, 73 parsel olarak Maliye Hazinesi adına tescil edildiği, 04.05.2017 tarihli fen bilirkişisi raporuna göre; üzerinde krokide A harfi ile gösterilen 819,61 m2 yüzölçümlü 4 katlı, B harfi ile gösterilen 179,40 m2’lik 1 katlı betonarme bina bulunduğu, ayrıca parselin güney ve batısında bulunan ve dere taşkınından korunmak için 225 m uzunluğunda betonarme taş duvarla çevrildiği, 28.04.2017 tarihli jeoloji bilirkişisi raporuna göre ise; farklı zamanlarda yapılan dolgu malzemesiyle doldurma işlemleri sonucunda dava konusu taşınmazın derelerden elde edildiği, özellikle yapılar ile yol arasında kalan kısmının arsa niteliği kazanmış olduğu, davacı Hazine vekilinin 11.10.2017 tarihli 11. celsede; kal talebinden vazgeçtiklerini beyan ettiği anlaşılmaktadır.
    1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2. Davalının, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan dere yatağını dolgu malzemesi ile doldurmak, doldurduğu bu alanın bir kısmına bina yapmak ve etrafını duvarla çevirmek suretiyle tamamını kullandığı sabit olduğuna göre; Mahkemece davacının talebi doğrultusunda taşınmazın tümü yönünden elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken, sadece yapıların bulunduğu alan bakımından müdahalenin menine karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Kabule göre de; elatmanın önlenmesi ve yıkım istekli davalarda dava değeri; -her iki talebin de kabul edilmesi kaydıyla- dava tarihi itibariyle el atılan yerin değeri (zemin değeri) ile yıkılmasına karar verilen muhdesatın değerinden ibaret olacağı, belirlenen bu miktarlar üzerinden de karar ve ilam harcına hükmedileceği kuşkusuzdur. Bu doğrultuda; eldeki dosyada sadece elatma talebi yönünden kabul kararı verildiğine göre; zemin değeri üzerinden harç hesaplanıp hüküm kurulması gerekirken, yapıların toplam değeri üzerinden harca hükmedilmesi hatalı olmuştur. Öte yandan 02.05.2017 havale tarihli ziraat ve inşaat bilirkişilerince düzenlenen raporda; dava tarihinin 2010 olduğu göz önüne alındığında zemin değerinin 2016, yapıların değerinin de 2017 yılı birim fiyatları esas alınarak belirlenmesi de yanlış olmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda (2) no’lu bentte belirtilen nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden, kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddine, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 22.545,00 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 67.631,71 TL"nin temyiz eden davalıdan alınmasına, 17.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi