23. Hukuk Dairesi 2016/2773 E. , 2017/2507 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün taraf vekillerince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı şirket vekili Av. ... ile davalı ... başkanı ... ve vekili Av. ..., fer"i müdahil vekili Av. ..."in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince, davacı yüklenicinin inşaata başladığını ancak imar planının iptal edilmesi sebebiyle, devam edemediğini, sözleşmenin geriye etkili olarak feshedildiğini, bunda davalının da kusuru olduğunu ileri sürerek; yaptığı imalat bedelinin ve nakde çevrilen teminat mektubu bedelinin tahsilini, talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yapılan imalatların kaçak olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamı ve bilirkişi raporları dikkate alınarak; sözleşme konusu 5 numaralı parseldeki inşaatların davalı yararına olduğu, bir kısım imalatın yıkılmış olmasının sonuca etkili bulunmadığı, imalat bedelinin hesabında birim fiyatların dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı ve feri müdahil vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Taraflar arasında imzalanan 19.06.1997 günlü sözleşme ve eklerinde sözleşmenin feshi halinde imalat bedelinin resmi birim fiyatlara göre hesaplanacağına yönelik bir hüküm bulunmadığı gibi, sözleşmenin tarafları arasında, bu hususta sonradan yapılmış bir anlaşma da mevcut değildir. Bununla birlikte, fesih davasından önce yaptırılan delil tespitinde alınan
bilirkişi raporuna itiraz edilmemesi ve davalı arsa sahibi ile yeni yüklenici feri müdahil arasında imzalanan sözleşme hükümleri de davacıya imalat bedeli konusunda hak kazandırmaz. Bu itibarla, mahkemece, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince, alınacak ek raporla, yapılan imalat bedelinin, serbest piyasa fiyatlarıyla ve bu fiyatlara KDV"nin dahil olduğu da gözetilerek, hesaplatılması ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, gerekçesi açıklanmadan resmi birim fiyatlara göre belirlenen miktarın kabulü doğru olmamıştır.
Bunun yanında, mahkemece, hüküm altına alınan miktara, ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi, temerrüt tarihinin açıkça belirtilmemesi, infazda tereddüt oluşturacağından, HMK"nun 297/2. maddesine aykırı olmuştur. O halde, 25.11.2010 günlü ihtarnamede bedelin derhal ödenmesi istendiğinden, ihtarın tebliğ tarihi olan 29.11.2010 gününden bir gün sonrası “30.11.2010” tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Açıklanan sebeplerle, mahkeme kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm, davalı ve feri müdahil vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle, davalı ve feri müdahil vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının BOZULMASINA, 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin, davacıdan alınarak, davalı ve feri müdahile verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, davalıdan ve fer"i müdahilden peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.