20. Hukuk Dairesi 2018/4485 E. , 2018/6994 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
D.DAVACILAR : ...-...
DAVALILAR : Hazine-Orman Yönetimi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
2009 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında ... köyü, 102 ada 1 parsel sayılı 7.508.482,09 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman vasfıyla Hazine adına tesbit ve tescil edilmiştir.
Davacı, 102 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içinde kalan bir kısım yere kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasıyla dava açmış ve kendisi ile birlikte ... ve ... adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüyle 102 ada 1 numaralı orman parselinin, krokide (A) harfi ile gösterilen 2.435,52 m2 alanın tapusunun iptali ile bulunduğu adanın son parsel numarası verilmek sureti ile davacılar adına 1/3 hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 22.11.2012 gün ve 2012/6402-13125 E.K. sayılı kararı ile “dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca orman kadastro çalışmalarının yapıldığı, kadastro ekiplerince dava konusu taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tespit ve tescil edildiği ve kamu malı niteliğini kazandığı, 3402 sayılı Kanunun 16/D maddesi hükmünde "Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ormanlar, bu yasada hüküm bulunmayan hallerde, özel yasaları hükümlerine tabi olduğu"nun belirtildiği, bu nedenle ormanlar hakkında özel yasa olan 6831 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği ve 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesinde de orman kadastrosunun kesinleşmesinden sonra tapulu taşınmazlarda tapu sahiplerinin 10 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açabilecekleri hükmünün bulunduğu, bu ilkelerin HGK"nın 08.06.2005 gün 2005/20, 327, 377 sayılı ve 28.06.2006 gün 2006/20, 467, 494 sayılı kararlarında da aynen benimsendiği anlaşılmakla davacının zilyetliğe dayanarak açtığı davanın açıklanan nedenle reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” gereğine değinilerek oy çokluğu ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararı üzerine eski kararda direnilerek Artvin ili Hopa ilçesi, Köprücü köyünde bulunan 102 ada 1 numaralı orman parselinin, fen bilirkişilerinin 22/11/2011 tarihli rapor ve ekindeki krokide (A) harfi ile gösterilen toplam 2.435,52 m2"lik alanın tapusunun iptali ile bulunduğu adanın son parsel numarası verilmek sureti ile davacı ... ile dahili davacı ... ve ... adına 1/3 hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, direnme kararı davalı ... Yönetimi vekilince temyiz edilmiş, Hukuk Genel Kurulunun 29.05.2015 gün ve 2013/20-2323 esas, 2015/1458 karar sayılı kararı ile “3402 sayılı Kanun’da tespit edilen taşınmazın niteliğine göre farklı hak düşürücü sürelerin uygulanmasını öngören açık bir hüküm ya da bu konuda 6831 sayılı Orman Kanunu’na bir atıf mevcut değildir.
Öyle ise, 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca orman tahdit sınırları belirlenmişse, uygulanacak usul, askı ilanı ve hak düşürücü süreler yönünden de 3402 sayılı Kadastro Kanunu hükümleri uygulanacaktır. Davacı yan, 3402 sayılı Kanun uyarınca 30 günlük itiraz süresi içerisinde tutanağa karşı dava açabileceğine göre, bu süre geçtikten sonra da tapuya dayalı olsun veya olmasın, aynı Kanun’un 12/3.maddesinde tanınan 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde kadastrodan önceki sebeplere dayalı olarak dava açabilecektir.
Bu husus ... Hukuk Genel Kurulunun 11.11.2006 tarih, 2006/20-619 Esas, 2006/665 Karar sayılı ilamında da benimsenmiştir.
O halde Yerel Mahkemenin kadastrodan önceki zilyetlik sebebine dayalı olarak 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3.maddesi uyarınca hak düşürücü süre içerisinde davanın açıldığının kabulü yerindedir.
Ne var ki, işin esasına yönelik diğer temyiz itirazları Özel Dairece incelenmemiş olup, dosya Özel Dairesine gönderilmelidir.” gerekçesi ile direnme uygun bulunarak işin esasına yönelik diğer temyiz itirazları incelenmek üzere Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali tescil davası niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince yapılmış, çekişmeli taşınmaz orman sınırları içinde bırakılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 7139 sayılı Kanununun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden harç alınmasına yer olmadığına
01/11/2018 günü oy birliği ile karar verildi.