16. Hukuk Dairesi 2015/12532 E. , 2018/1227 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 236 ada 31 parsel sayılı 4.002.154,53 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kamu orta malı mera vasfıyla sınırlandırılmıştır. Davacı ... tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine; davacı ... vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 236 ada 31 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptaline, 14.07.2014 tarihli fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 40.185,62 metrekarelik kısma son parsel numarasını takip eden parsel numarası verilerek davacı ... adına tespit ve tapuya kayıt ve tesciline, 30.07.2009 tarihli fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 19.334,87 metrekarelik kısma son parsel numarasını takip eden parsel numarası verilerek davacı ... adına tespit ve tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacılardan ..."in davasında davacının dosyaya sunmuş olduğu 1971 tarihli vergi kaydının mevki ve hudut itibari ile dava konusu yeri kapsadığı, vergi kaydının zilyetlikle birleştiği, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesinde aranan iktisap şartlarının davacı lehine kadastro tespit tarihinden önce gerçekleştiğinin ve dava konusu yerin mera olmadığının keşif, bilirkişi, tanık beyanı ile kanıtlandığı gerekçesiyle; diğer davacı..."in davasında da yine davacının dosyaya sunmuş olduğu 1978 tarihli tapu kaydının mevki ve hudut itibari ile dava konusu yere uyduğu, 50 yılı aşkın davacı ve atası tarafından bilfiil kullanıldığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 13. maddesinde aranan iktisap şartlarının davacı lehine kadastro tespit tarihinden önce gerçekleştiğinin ve bu yerin mera olmadığının keşif, bilirkişi, tanık beyanı ile kanıtlandığı kabul edilmek suretiyle karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. ..."in dayanağı tapu kaydı tescil ilamı ile oluştuğu halde tescil ilamı ve haritası 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 20/A maddesi gereğince uygulanması gerekirken uygulanmamış, kapsamı haritaya göre belirlenmemiş ve taşınmaz Kadastro sırasında mera olarak tespit gördüğü halde tapu kaydının miktar fazlası yönünden ve davacı ..."in davasına konu bölüm yönünden yöntemine uygun mera araştırması yapılmamıştır. Eksik inceleme ile karar verilemez.
Doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle tapu kaydının revizyonu sorulup ilk tesisinden itibaren tüm tedavül kayıtları getirtilmeli ve tespitte uygulanan bu tapu kaydının iktisap sebebini oluşturan tescil ilam ve krokisi, taşınmaz başında tarafsız taşınmazın bulunduğu yeri iyi bilen aynı köyden ve komşu köylerden seçilip belirlenecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve tanıklar yardımı ile tescil haritası ve kadastro haritası, ölçekleri eşitlenerek ve zemine çakıştırılmak suretiyle uygulanmalı, fen bilirkişisinden tapu kapsamını tescil haritasına göre gösterir ölçekli krokili rapor alınmalıdır. Yapılacak tapu uygulamasına göre tescil krokisinin uygulama kabiliyetinin bulunmaması nedeniyle zemine uygulanmasının mümkün bulunmadığının anlaşılması halinde tapu kaydı gayri sabit hudutlu ise miktarı ile geçerli olduğundan tapu kaydının kapsamı sabit sayılan sınırlar esas alınarak miktarına göre belirlenmeli, tapu kaydının miktar fazlası bölümünün ve ayrıca davacı ..."in dayanağı vergi kaydı mülkiyet belgesi niteliğinde olmadığına göre davasına konu bölümün zilyetlikle edinilebilmesi için öncesinin niteliğinin zilyetlikle iktisaba elverişli yerlerden olması gerektiği göz önüne alınarak yöntemine uygun mera araştırması yapılmalı, yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın öncesinin kadim mera olup olmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, üç kişilik uzman ziraat bilirkişi kurulundan; çekişmeli taşınmaz bölümünün toprak yapısı, eğimi, bitki örtüsü ve diğer yönlerden taşınmazın kalan bölümü ve komşu taşınmazlardan nasıl ayrıldığı, arada ayırıcı bir unsur olup olmadığı, taşınmazın meradan açılan bir yer olup olmadığını açıklayıp, tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş somut verilere dayalı ayrıntılı rapor ve fen bilirkişisinden ise keşfi ve uygulamayı izlemeye elverişli, her iki davacının dava konusu ettiği taşınmaz bölümlerini aynı harita üzerinde gösterecek şekilde denetime elverişli rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacılar vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 23.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.