Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/10592 Esas 2017/1767 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/10592
Karar No: 2017/1767
Karar Tarihi: 13.02.2017

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/10592 Esas 2017/1767 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2016/10592 E.  ,  2017/1767 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
    Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
    Alacaklı tarafından bonolara dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçluların icra mahkemesine yaptıkları başvuruda, alacaklı şirket ile aralarında imzaladıkları ariyet sözleşmesinin ekindeki teminat amaçlı senetlerin alacaklı tarafından takibe konulduğunu ileri sürerek takibin iptalini talep ettikleri, mahkemece, anlaşılmaktadır.
    Borçluların başvurusu bu hali ile İİK"nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğindedir. Bu durumda, itiraz hakkında İİK"nun 169/a maddesinin uygulanması gerekmekte olup, anılan maddenin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir. Aynı maddenin 6. fıkrasında ise; borçlunun itirazının icra mahkemesince esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde, borçlunun isteği üzerine kötü niyeti veya ağır kusurunun bulunması koşuluyla alacaklının, takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği hükme bağlanmıştır.
    Somut olayda, takibe konu senetlerin teminat olarak verildiği ve senet bedellerin tahsil edilip edilmeyeceğinin yargılamayı gerektirdiğinden bahisle borçluların itirazı kabul edildiğine ve dolayısıyla borca itirazın esasına girilmediğine göre, yukarıda değinilen İİK"nun 169/a-6. maddesinin açık hükmü gereğince, alacaklının tazminat ile sorumlu tutulması doğru değildir.
    Öte yandan, mahkemece, borçluların borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK"nun 169/a-5. maddesi uyarınca borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
    Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulması gerekir ise de; anılan yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın yukarıda belirtilen nedenlerle düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir.
    SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, Zile İcra Hukuk Mahkemesi"nin 05/01/2016 tarih ve 2015/48 E.- 2016/1 K. sayılı kararının hüküm bölümünün birinci bendinde yer alan, "iptaline" sözcüğünün karar metninden çıkarılmasına, yerine "durdurulmasına" sözcüğünün yazılmasına, yine, anılan kararın hüküm bölümünde yer alan ""tazminata"" ilişkin 2 numaralı bendin karar metninden tamamen çıkarılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.