12. Hukuk Dairesi 2017/254 E. , 2017/1761 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
1- İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK’nun 438. ve İİK’nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi;
2- Şikayetçi borçlu vekili, icra mahkemesine başvurusunda; kıymet takdir raporunun borçluya tebliğ edilmediği iddiası yanında alacaklı tarafından, süresi içinde satış talep edilip satış avansının yatırılmadığını, bu nedenle de ihale konusu taşınmazdaki haczin düştüğünü, buna rağmen ihale yapılmasının doğru olmadığını ileri sürerek ihalenin feshini talep etmiş, mahkemece, ihale konusu taşınmazın haczinden sonra süresi içinde satış talep edilmediği ve dolayısıyla haczin düştüğü gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar verildiği görülmüştür.
Haciz tarihi itibari ile uygulanması gereken 6352 sayılı Yasanın 21 ve 22. maddeleri ile değişik İİK.nun 106 ve 110. maddelerinde; haczedilen mal taşınmaz ise 1 yıl içinde satışının istenmemesi veya talep geri alınıp da bu müddet içinde yenilenmemesi halinde, o mal üzerindeki haczin kalkacağı düzenlenmiştir.
Satış talebinin, yukarıdaki maddede öngörülen süreler içinde olup olmadığını icra müdürü re’sen gözetmeli, bu sürelerden sonra ise, satış talebini reddetmelidir. Satış isteme sürelerinin geçmesine rağmen, icra müdürünün satış talebini kabul etmesi, bu hususun kamu düzeninden oluşu nedeniyle süresiz şikayete tâbidir. Satış isteme süresinin geçmesi nedeniyle haczin kalkmış olmasına rağmen yapılan ihalenin feshi gerekir (Baki Kuru, İcra El Kitabı,s.520).
Somut olayda, taşınmaza icra dosyasından 26.02.2013 tarihinde haciz şerhinin konulduğu, 02.01.2014 tarihinde alacaklının satış talebinde bulunduğu, 06.01.2014 tarihinde 20.000 TL satış avansının dosyaya yatırıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda, alacaklı tarafından 1 yıllık süre dolmadan satış talep edilerek, bir miktar satış avansının da dosyaya yatırıldığı anlaşıldığından İİK"nun 106-110. maddelerinde öngörülen sürenin dolmadığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, İİK"nun 134/8. maddesinde; "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur" düzenlemesi yer almaktadır.
Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, satış bedelinin, taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olması halinde, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekir.
Talimat dosyasının incelenmesinde, feshi istenilen taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde satıldığı, dolayısıyla satış bedelinin, taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu, bunun yanında borçlunun, kıymet takdirinin esasına yönelik itirazının bulunmadığı görülmektedir.
O halde mahkemece, alacaklı tarafından, yasal bir yıllık sürede masrafı da yatırılmak suretiyle satış talebinde bulunulduğu ve ihale konusu taşınmazın satış bedelinin, muhammen bedelinin üzerinde olduğu gözetilerek, şikayetçinin, ihalenin feshini istemekte hukuki yararı olmaması nedeniyle ihalenin feshi istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile aksi yönde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.