13. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/5575 Karar No: 2017/12802 Karar Tarihi: 19.12.2017
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/5575 Esas 2017/12802 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2016/5575 E. , 2017/12802 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacılar, murislerinin davalı bankadan 18.06.2013 tarihinde tüketici kredisi kullandığı sırada ... sigortası da yaptırdığını, murisin vefatı nedeniyle bankanın kredi ödemesini sigorta şirketinden istemesi gerekirken bakiye kalan kredi borcunun tahsili amacıyla kendileri aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibin haksız olduğunu ileri sürerek başlatılan takip nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, ... sigortasının dava dışı... Emeklilik A.Ş. tarafından düzenlenmiş olduğu gerekçesiyle husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Somut olayda, davacılar, davalı bankadan tüketici kredisi kullanan murislerinin kredi sözleşmesi esnasında ... sigortası da yaptırdığını ve bakiye kalan kredi borcunun sigorta şirketinden talep edilmesi gerektiğini ileri sürerek başlatılan takip nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesi amacıyla eldeki davayı açmışlardır. Bu haliyle taraflar arasındaki uyuşmazlık tüketici kredisi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece, uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi Sıfatı ile görülmesi gerekirken, genel mahkeme sıfatı ile görülüp sonuçlandırılması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davacıların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacıların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 29,20 TL harcın istek halinde davacılara iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.