19. Ceza Dairesi Esas No: 2019/5990 Karar No: 2020/8666 Karar Tarihi: 26.06.2020
5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/5990 Esas 2020/8666 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, 5607 sayılı Kanuna aykırılık suçundan mahkumiyet hükmünü değerlendirdi. Ancak, sonrasında yayımlanan 7242 sayılı Kanun'un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun'un 3/22. maddesine eklenen düzenlemelerin sanık lehine olduğuna dikkat çekti ve suçun işlendiği tarihteki koşulların değil, bu düzenlemelerin uygulanması gerektiğini belirtti. Ayrıca, suçta kullanılan nakil aracının müsaderesi yerine iadesine karar verilmesi ve 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin yeniden değerlendirilmesi gerektiğine hükmetti. Bu nedenlerle, yerel mahkeme kararı bozuldu ve dosya mahkemesine gönderildi. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: 5607 sayılı Kanun'un 3/22. maddesi, 5/2. maddesi, 5237 sayılı TCK'nın 7. ve 53. maddeleri, 7242 sayılı Kanun'un 61. ve 63. maddeleri, 5607 sayılı Kanun'a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası.
19. Ceza Dairesi 2019/5990 E. , 2020/8666 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Kanun"un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,suça konu eşyanın gümrüklenmiş değeri bilirkişi vasıtasıyla tespit edilerek, 5237 sayılı TCK"nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu, Kabule göre de; 1-Suçta kullanılan ve sanığın yanında çalıştığı amcasının oğluna ait olan nakil aracının kaçak eşyanın değeri itibarıyla müsaderesinin hakkaniyete aykırı olmayacağı, eşyanın naklinin aracın kullanılmasını gerekli kıldığı, sanığın amcasının oğlu olan ve aynı zamanda sanığın iş vereni olan malen sorumlunun aracının suçta kullanıldığını bilmemesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı gözetilmeksizin aracın müsaderesi yerine yazılı şekilde iadesine karar verilmesi, 2-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine 26/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.