4. Hukuk Dairesi 2015/14530 E. , 2017/6468 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 26/05/2014 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile itirazın iptaline dair verilen 12/05/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vasisi tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vasisinin tüm temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davacının temyiz itirazlarına gelince;
Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince icra inkar tazminatı yönünden temyiz edilmiştir. Davacı vekili, müvekkilinin davalı tarafından Bağ-kur emeklisi yapılma vaadi ile kandırılarak 53.500 TL"sinin alındığını, davalı hakkında ceza davası açılıp yargılandığını, ceza davasının sonuçlanmasına müteakip müvekkilinin parasının iadesi için ... 13. İcra Müdürlüğü"nün 2013/39901 esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile alacağın % 20"sinden az olmamak şartıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile ... 13. İcra Müdürlüğü"nün 2013/39901 esas sayılı dosyasında yapılan takip ile ilgili olarak davalının itirazının iptali ile takibin devamına, asıl alacak olan 65.214,30 TL"ye takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, icra inkar tazminatına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi gereğince itirazın iptali davalarında borçlunun icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için itirazında haksız ve alacağın likit olması zorunludur. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ise; ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin öngörülebilir olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifade ile borçlunun ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir.
Dosya kapsamından; davalının, davacıyı Bağ-kur"da tanıdık adamları olduğundan bahisle emekli ettirebileceğini söyleyerek hileli davranışlarla kandırmak suretiyle 53.500 TL"sini aldığı, ancak emeklilik işlemlerini yapmadığı gibi parasını da iade etmediği, ... 18. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2011/50 esas 2011/213 karar sayılı kararı ile davalı hakkında dolandırıcılık suçundan ceza davası açıldığı ve mahkemece yapılan
yargılama sonunda eyleminin sabit görülerek cezalandırılmasına karar verildiği, söz konusu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 15. Ceza Dairesi"nin 20/11/2014 günlü ve 2013/3065 esas 2014/19357 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır. Takibin dayanağını davalı tarafından iade edilmeyen 53.500 TL alacak oluşturduğuna göre, dava konusu alacak miktarı başlangıçta belli diğer bir ifadeyle alacak likit olup, davalının takibe itirazında haksız olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla yerel mahkemece koşulları oluştuğu halde davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken açıklanan yön gözetilmeden icra inkar tazminatının reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, davalı vasisinin tüm temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 26/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.