Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/6957 Esas 2018/8798 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6957
Karar No: 2018/8798
Karar Tarihi: 05.04.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/6957 Esas 2018/8798 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/6957 E.  ,  2018/8798 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM

    Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Davacı, dava konusu 426, 427, 428, 429, 430, 431, 432, 433, 434, 435, 436, 437, 438, 439, 440, 441, 442, 443, 283, 284, 285 ve 302 parsel sayılı taşınmazlarda paydaş olduğunu, ancak tapu kaydına “Sofi” olan soyadının yazılmadığını ileri sürerek tapu kayıtlarının nüfus kaydına uygun olarak “... oğlu ...” olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; “... dava konusu 283, 284, 285 ve 302 parsel sayılı taşınmazların geldisini teşkil eden Temmuz 334 tarih 49 sıra nolu tapu kaydında ... evlatları olarak belirtilen ... ve ... ile ... karısı olarak belirtilen ... isimli kişiler üzerinde durulmamış, davacının bu isimde kardeşleri olmadığı ve annesinin isminin de ... olduğu dikkate alınıp aradaki çelişki giderilmemiştir. Keza, diğer taşınmazların ilk oluşumundan itibaren tüm dayanakları getirtilip bir inceleme de yapılmamıştır. Öte yandan kayıtta olduğu şekliyle ... oğlu ... isminde bir başka kişinin bulunduğu Nüfus Müdürlüğü tarafından bildirildiği halde, bu kişinin kim olduğu hususu da açıklığa kavuşturulmamıştır. Hâl böyle olunca; yukarıda belirtilen ve değinilen ilkeler gözetilerek inceleme araştırma yapılması gerekirken, eksik araştırma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hemen belirtilmelidir ki, bozmaya uyulmuş olmakla bozma lehine olan taraf yönünden kazanılmış hak oluşacağı kuşkusuzdur. Bozma ilamına uyan mahkeme, bozmada işaret edilen hususları yerine getirmek zorundadır. Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bu temel usul kuralı ihlal edilerek bozma gerekleri yerine getirilmemiştir.
    Şöyle ki, mahkemece bozma ilamında belirtildiği şekilde 426, 427, 428, 429, 430, 431, 432, 433, 434, 435, 436, 437, 438, 439, 440, 441, 442, 443 parsel sayılı taşınmazların ilk oluşumundan itibaren tüm dayanakları getirtilip bir inceleme yapılmamış ve kayıtta olduğu şekliyle ... oğlu ... isminde bir başka kişinin bulunduğu Nüfus Müdürlüğü tarafından bildirildiği halde, bu kişinin kim olduğu hususu da açıklığa kavuşturulmamıştır.
    Hal böyle olunca, anılan hususlar göz ardı edilerek ve bozma ilamının gerekleri yerine getirilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.