20. Ceza Dairesi 2018/4259 E. , 2020/2490 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme : ADANA Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hükümler : 1)Mahkûmiyet; Mersin 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 07/11/2017 tarihli,2017/164 esas ve 2017/394 karar sayılı kararı ile 2)İstinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi; Adana Bölge Adliye
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
5271 sayılı CMK"nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile CMK"nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak, sanık müdafiinin temyiz dilekçesindeki temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu değerlendirilerek yapılan incelemede,
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1)Dosya kapsamından, sanığın, 05/04/2017 günü saat 17.55 sıralarında, hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan tefrik kararı verilen tanık ...’a 50 TL karşılığında 1,6 gram esrar sattığı sabit olmakla birlikte, 05/04/2017 tarihli “fiziki takip- yakalama ve muhafaza altına alma tutanağı” başlıklı tutanağın içeriğine göre, aynı tarihte saat 15.15 sıralarında “sanığın yanına geldiği, aralarında bir şeyler alıp verdikleri” belirtilen ve hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” karar verilen sanık ...’ın, üzerinde ele geçen bir paket halinde 0,09 gram kokaini, sanık ...’tan temin ettiğine ilişkin soruşturma aşamasında beyan ve teşhisinin bulunmaması; kovuşturma aşamasında alınan savunmasında ise “üzerinde ele geçen maddeyi sanık ...’tan satın almadığını” beyan etmesi ile sanığın aşamalarda inkara yönelik savunmaları birlikte dikkate alındığında; 05/04/2017 tarihli fiziki takip tutanağında imzası bulunan ve sanık ... ile kullanıcı Sebrullah arasında gerçekleştiği iddia edilen alışveriş anını bizatihi gören tutanak düzenleyici kolluk görevlilerinin tanık sıfatı ile beyanlarına başvurulması, sonucuna göre sanık hakkında TCK’nın 188/4-a ve 43. maddelerinin uygulanma koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerekirken, ara yakalamalara katılmakla birlikte, fiziki takibe katılmayan iki polis memurunun tanık sıfatıyla dinlenmeleri ile yetinilerek, yazılı şekilde eksik araştırma ile karar verilmesi,
2)6545 sayılı Kanun"un 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesinde yer alan “Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir...” şeklindeki düzenleme ve TCK‘nın 52/4. maddesinde yer alan “...ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği belirtilir.” ibaresi birlikte dikkate alındığında, ilk derece mahkemesi hükmünde yer alan “ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği hususunun sanığa ihtaratına,(yapıldı)” şeklindeki ihtarın, mevcut yasal düzenlemelerle çelişmediği ve infazı kısıtlamadığı gözetilmeden, bölge adliye mahkemesince, hükümden çıkarılması,
3)Hükümden önce 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararına yanlış anlam verilerek 5237 sayılı TCK"nın 53/1-b maddesinin uygulanmaması ve 15/04/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 10. maddesi ile yapılan değişik nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olup, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi"nin 11/12/2017 tarihli, 2017/295 esas ve 2017/318 karar sayılı hükmü hukuka aykırı bulunduğundan, 5271 sayılı CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 5271 sayılı CMK’nın 307. maddesinin 4. fıkrası uyarınca sonuç ceza yönünden sanığın kazanılmış hakkının gözetilmesine, suçun niteliği, tutuklu kalınan süre ve bozma sebebine göre sanık hakkındaki salıverilme talebinin reddine, 28/02/2019 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 304/2. maddesine eklenen (b) bendi uyarınca dosyanın Mersin 4. Ağır Ceza Mahkemesine; kararın bir örneğinin Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesine gönderilmesine, 04/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.