
Esas No: 2020/6253
Karar No: 2020/400
Karar Tarihi: 08.06.2020
Tefecilik - 5464 sayılı Kanuna muhalefet - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2020/6253 Esas 2020/400 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Tefecilik, 5464 sayılı Kanuna muhalefet
Hüküm : Her iki suç bakımından ayrı ayrı kamu davasının reddi
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığa yüklenen 5464 sayılı Kanuna muhalefet suçundan CMK"nın 237. maddesine göre doğrudan zarar görmeyen Hazinenin bu suçtan açılan kamu davasına katılmasının mümkün olmadığı, mahkemece usulsüz olarak verilen katılma kararının hükmü temyiz hakkı vermeyeceği, bu itibarla söz konusu suçtan kurulan hükmü temyiz yetkisi bulunmadığından 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca katılan Hazine vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, incelemenin katılan Hazine vekilinin tefecilik suçundan kurulan kamu davasının reddine hükmüne yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 26/04/2016 tarihli, 2014/118 Esas ve 2016/208 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, tefecilik suçu ile korunan hukuki yarar ve bu bağlamda suçun topluma karşı suçlar bölümünde düzenlenmesi karşısında, bu suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerektiği, keza TCK"nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun, kazanç elde etmek amacıyla borç para verilmesiyle oluşacağı, bunu meslek haline getirmenin suçun unsurları içerisinde yer almadığı, değişik zamanlarda ve/veya farklı kişilere karşı tefecilik eylemini zincirleme olarak işleyen sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinin uygulanması gerektiği, zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günün suç tarihi olduğu, bu itibarla hukuki kesinti oluşturan iddianame tarihinden evvel sanık hakkında dava konusu olsun ya da olmasın tüm eylemlerin teselsülün içerisinde değerlendirilmesi, iddianame tarihinden sonraki eylemlerin ise gerçek içtima hükümleri ve varsa kendi içinde teselsül hükümleri değerlendirilmek suretiyle karara bağlanması gerekeceği nazara alındığında; UYAP sisteminde yapılan sorgulamada, sanık hakkında aynı suçtan Denizli 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/311 Esas sırasında kayıtlı açılan kamu davasında sanık hakkında tefecilik ve 5464 sayılı Kanun"a muhalefet suçlarından kamu davasının ayrı ayrı mahkumiyet kararı verildiği, bu kararın temyiz edilmesi üzerine söz konusu dava dosyasının Dairemizin 2020/1815 Esasına kaydedildiği, suç tarihinin iddianame içeriğine göre 2007-2008 yılları, iddianame tanzim tarihinin 13/06/2013 olduğu, temyize konu bu dosyada ise suç tarihinin 2007-2008 yılı, iddianame tanzim tarihinin de 08/01/2014 olması karşısında, sanık hakkında tefecilik suçundan benzer mahiyette davalar açılıp açılmadığı hususunda C.Savcılığı aracılığıyla da araştırma yapılıp, mümkünse davaların birleştirilmesinden, kesinleşmesi veya birleştirme olanağının ortadan kalkması durumunda ise, asıllarının veya onaylı örneklerinin bu dosya arasına konulmasından ve sanığın aralarında hukuki kesinti bulunmayan eylemlerinin bir bütün halinde zincirleme tek tefecilik suçunu oluşturması nedeniyle TCK"nın 3/1 ve 61/1. maddeleri de gözetilerek hukuki durumunun belirlenmesi, sanığın tefecilik yapıp yapmadığına dair kolluk marifetiyle detaylı araştırma yaptırılmasından sonra hasıl olacak sonuca göre bir karara varılması gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2008 olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında 2013 olarak gösterilmesi suretiyle CMK"nın 232/2(c) maddesine muhalefet edilmesi,
Kanuna aykırı, katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA 08/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.