13. Hukuk Dairesi 2016/3829 E. , 2017/12793 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının doktor olduğunu, kurum tarafından bazı eczaneler hakkında yapılan incelemeler sonucu düzenlenen raporda hastaların bilgisi dışında ilaç kullanım raporu veya reçete düzenlendiğini ve bazı eczaneler tarafından reçetelerin kuruma fatura edilmesi sebebiyle kurum zararı oluştuğunu, doktorların reçeteleri yazarken uyması gereken kurallara uyulmadığını, zarar sebebiyet veren fiillerin sadece eczacılar tarafından gerçekleştirilmediğini ve doktorlarında katkısı bulunduğundan teselsül hükümleri gereğince zarardan sorumlu olduğunu, kuruma fatura edilen reçete bedelleriyle ilgili olarak davalı doktor hakkında savcılık soruşturmasının devam ettiğini, hastaları görmeden kuruma fatura edilen reçete bedellerinin yasal faizi ile birlikte tahsili amacıyla davalı aleyhine ... 1. İcra Müdürlüğü’nün 2014/5058 E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı itirazında 20.643,36 TL ödeme yaptığını beyan ederek itirazda bulunmuşsa yapılan bu ödemenin başka dosyalara ait olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, yapılan ödemenin borç miktarından düşülmesi gerektiğini, davacı kurumca yapılan inceleme sonucu hazırlanan raporda kurum zararının 81.147,24 TL olduğu dava dışı diğer doktorlarla bu zararın tamamından sorumlu olunduğu belirtilerek ayrı ayrı hesaplama yapıldığında kendisinin 58.799,29 TL sorumlu olduğunun belirtildiğini ancak bu sorumluluğu kabul etmediği yönünde savunmada bulunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, talep edilen alacağın 17.502,19 TL"lik kısmının, dava açılmadan önce davalı tarafından ödendiği anlaşıldığından reddine, bakiye kalan kısmın dava açıldıktan sonra ödendiği anlaşıldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, kurum tarafından yapılan incelemeler sonucunda davalı doktor ve dava dışı başka doktorlar tarafından düzenlenen sahte rapor ve/veya reçete düzenlendiğini ve yine dava dışı bir kısım eczaneler tarafından düzenlenen bu reçetelere istinaden kurum adına fatura düzenlendiğini ve ödeme yapıldığını, yapılan bu ödemelerden davalı doktorun da sorumlu olması nedeniyle yapılan yersiz ödemelerin faizi ile birlikte tahsili amacıyla davalı aleyhine takip başlattığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesi amacıyla eldeki davayı açmıştır. Davalı, 20.643,36 TL ödeme yapıldığını beyan etmiştir. Mahkemece, dava açılmadan önce davalı tarafından 22.04.2014 tarihinde davacı kurum hesabına 17.502,19 TL yatırıldığı, dava açıldıktan sonra ise davalı ile yersiz ödemelerden müteselsilen sorumlu olan dava dışı ... tarafından 08.01.2015 tarihinde davacı kurum hesabına 114.807,00 TL ödeme yapıldığı anlaşılmakla 17.502,19 TL ödeme dava açılmadan önce yatırıldığından bu kısım yönünden davanın reddine, aşan kısım yönünden dava konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davacı, yapılan ödemelerin bir kısmının başka dosyalar adına yapıldığını ileri sürmüş ancak mahkemece bu hususta herhangi bir araştırma yapılmadan karar verilmiştir. O halde, mahkemece tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda uzman bir bilirkişiden rapor alındıktan bir değerlendirme yapılıp sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme nedeniyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.